Bahsettiğimiz gibi lüks ve performansa odaklanan Bugatti, 1909 yılında İtalyan asıllı Fransız sanayici Ettore Bugatti tarafından kuruldu.
Type 35, Type 41 Royale, Veyron ve Chiron gibi modelleriyle otomobil tarihine damgasını vurdu.
Her Bugatti aracı, büyük bir titizlikle el işçiliği ile üretiliyor. Tabii ki bu üretim süreci normal otomobillerinkine göre epey zaman alıyor ve yoğun bir emek istiyor. Örneğin Bugatti, el yapımı prosedürü gereği bir haftada sadece iki tane Veyron araç üretilebiliyordu.
Bugatti’nin ürettiği her araç, müşterinin isteklerine göre özelleştirilebiliyor. Örneğin, arabayı alacak olan kişi iç mekan tasarımı, kullanılan malzemeler ve hatta bazı teknik özellikleri bile seçebiliyor. Bu da tabii ki maliyeti önemli ölçüde artırıyor.
Bugatti’nin el işçiliğiyle ürettiği bu arabalarda ucuz malzemeler kullanmayacağını anlatmamıza gerek yok. Üretimde kullanılan malzemeler genellikle karbon fiber, titanyum, el yapımı deri döşemeler gibi yüksek kaliteli malzemeler.
Bugatti, her modelden sınırlı sayıda üretiyor. Örneğin, Bugatti Veyron’dan sadece 450 adet, Chiron’dan ise 500 adet üretilmiştir. Bu sınırlı üretim, araçların koleksiyon değerinin de yüksek olmasını sağlıyor ve tabii ki bu da fiyatına yansıyor. Yatırım için Bugatti almak? Düşündürücü.
Bugatti’nin pazardaki algısı da fiyatını artıran unsurlardan. Otomobil dünyasında tarihi boyunca prestij, hız ve lüksün simgesi olan bir markanın ürettiği araçlar da tabii ki inanılmaz fiyatlara satılıyor.
Üst düzey bir performans sunması gereken bu araçların üretiminde gelişmiş aerodinamik tasarım ve güçlü motorlar gibi pek çok konu üzerinde detaylı çalışmalar yapılıyor. Bunlar da fiyatın arşa çıkmasını sağlayan etmenlerin arasında.
Yorumlar (0)