İngilizce fobisi olarak adlandırılan ve birçok kişi tarafından merak edilen bu konu, aslında bizlere pek de yabancı değil.
Bazıları için 6 yıl bir dilde ustalaşmak için yeterli bir süre gibi görünebilir ancak Uzak Doğu’daki eğitim sistemleri ve kültürel faktörler göz önünde bulundurulduğunda, durumun neden bu kadar karmaşık olduğunu daha iyi anlayabiliriz.
Bu yöntem, dil öğreniminde belli bir temel sağlasa da gerçek hayatta dilin pratik kullanımı konusunda öğrencilere yeterli becerileri kazandırmakta yetersiz kalabiliyor.
Dil bilgisi kurallarının ezberlenmesi ve metinlerin çevirisi üzerine odaklanan bu yaklaşım, konuşma ve dinleme becerilerini geliştirmede genellikle ikinci plana atılıyor.
Öğrencilere dilin pratik kullanımı için yeterli fırsat sunulmuyor. Gerçek yaşam senaryolarında dil kullanımını teşvik eden aktivitelerin eksikliği, öğrencilerin konuşma becerilerini geliştirmelerini engelliyor.
Bu durum, öğrencilerin dili sadece sınıf içinde öğrenilen bir konu olarak görmelerine ve gerçek hayatta kullanma konusunda isteksiz olmalarına yol açıyor.
Tabii bu konuyu en iyi biz anlayabiliriz çünkü ilkokul ikinci sınıftan itibaren İngilizce dersleri almaya başlayan halkımız da hâlâ akıcı bir şekilde konuşamıyor.
Özellikle aksan, zorbalanma ve hata yapma korkusu gibi etmenler nasıl ki bizi İngilizceden soğutuyorsa aynı durum onlar için de geçerli.
Dil bilgisi kurallarına aşırı vurgu yapılması ve yanlış konuşma korkusu, öğrencilerin konuşma pratiği yapmaktan kaçınmalarına neden olabiliyor.
Bu durum, öğrenilen bilgilerin aktif kullanımını engelleyerek dil öğrenim sürecini daha da zorlaştırıyor.
Özellikle Japonya ve Kore gibi ülkeler, dışarıdan çok sevimli gözükse de ilkokul-lise arasındaki akran zorbalığı pek çok Uzak Doğulu genç için yıpratıcı olabiliyor. Yani orada da her şey güllük gülistanlık değil.
Logografik karakter sistemi olan Kanji’nin aksine Katakana ve Hiragana, diğer dillerin çoğunda olduğu gibi fonetik yazı sistemleri olarak biliniyor.
Katakana yazısı özellikle İngilizce kelimeler de dahil olmak üzere yabancı kelimeleri temsil etmek için kullanılıyor ve heceler hâlinde söyleniyor. Bu yazı sistemi, Kanji ve Hiragana’dan sonra Japonca’da yabancı kelimelerin gösterimini basitleştirmek için geliştirilmiş.
Bu fonetik sadeleştirme, Japonca konuşanlar Katakana ile yazılmış İngilizce kelimeleri okuduklarında telaffuz sorunlarına yol açabiliyor.
Japon dilinde İngilizcede bulunan "L" ve "R" gibi belirli sesler ve belirli sesli harfler arasındaki ayrımlar yok. Yani Japonca konuşanlar, İngilizce konuşurken telaffuz ve anlaşılabilirlik konusunda epey zorlanabiliyor.
Sadece Uzak Doğu ülkeleri için değil hâlâ İngilizce öğrenmeye çalışan ülkelerin öğrenme sürecinin iyileştirmesi için daha interaktif ve pratik odaklı yaklaşımların benimsemesi, öğrencilere gerçek hayatta kullanabilecekleri dil becerileri kazandırması ve kültürel bariyerleri aşması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Yorumlar (0)