Özellikle son yıllarda sosyal medya, hayatımıza girmeye başladığından beri, detoks lafını ve detoks yapanları daha çok fazla duymaya başladık.

Çoğu birey, yaptığı detoks salatalarını, smoothie’lerini, bowl’larını sosyal medyada paylaşmaya başladı ve bu durum resmen bir furyaya dönüştü diyebiliriz. Biz de ortaya çıkan bu detoks kültürü üzerine diyetisyen Gülşah Kumanova ile görüşerek kendisinin düşüncelerinden ve deneyimlerinden istifade etmek istedik.

İşte Gülşah Kumanova’nın cevapları...

Detoks (esasında detoksifikasyon), toksinleri vücuttan uzaklaştırma işlemidir. Gıda zehirlenmesi yaşadığınızda da bedeniniz bu işlem sayesinde hayata devam eder.

Karaciğer, böbrek, akciğer, deri, bağırsak gibi organlar vücutta aktif görev alır. Ayrıca bu işlem için özel bir diyete ya da takviyeye ihtiyaç duyulmaz.

İnsanların detoks yapmasının sorumlusu, içgüdüsel beyin olabilir.

Toplumun, medyanın hatta sağlık çalışanlarının bile onayladığı göz alıcı ve mucizevi ürünlere bayılırız! Bu ürünler, insanlar için yapılacakların basit olmasını, komplike düşünmeyi gerektirmemesini sağlar ki bu da işimize gelir. Ayrıca korku da aksiyon almak için süper itici bir güçtür. Bkz: Bedeninde toksinlerin birikmesi üzerine insanların bir şekilde korkutulması.

Sosyal medyada yapılan detoks paylaşımları; bunun olumlu olduğu kanısı uyandırılmalı ki detoks diyetleri, detoks içeceği satışı artmalı ve böylece birileri para kazanabilmeli!

Detoks diyetlerinin yazılması, bir diyetisyenin mesai harcamasını gerektiren bir şey değildir. Detoks suyu ise maliyeti düşük ama satış fiyatı yüksek ürünlerdendir. Bir diyetisyen olarak bu durumun; finansal çıkarların insan sağlığından daha öncelikli bir konumda olduğunu kanıtlar nitelikte bir gerçeklik olduğunun farkındayım. Bu piyasadan tiksindiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Detoks denilen şeyin çok düşük kalorili diyetler, sadece yeşil su ile geçen günler anlamına geldiğini varsayarak devam edecek olursak;

Tartışmaya kapalı bir konudur: Hiçbir yetişkin için sadece salatalıktan, limondan ve maydanozdan oluşan bir karışım yeterli besin alımını sağlayamaz! Hatta bu kişilerin yiyeceklerle ilişkisinin bozulmasına davetiye çıkarır diyebiliriz. 

Detoks yaparak kilo vermek mümkün müdür? Elbette!

Sadece ekmek, pirinç veya et yiyerek de ağırlık kaybetmek mümkündür(!) Akut (hızlı başlayan, kısa süreli) dönemde ağırlık kaybı oldukça kolaydır. Aslında bu yüzden hepimizin etrafında istemli bir şekilde kilo kaybeden çok fazla insan mevcut. Benim bu konudaki naçizane tavsiyem kendinize şu soruları sormanız: ’‘Neden ağırlık kaybetmek istiyorum?’’, ’‘Yıllardır diyet yapıyor ve geri kilo kazanıyorum. Bunun nedeni ne olabilir?’’, ’‘Ağırlık kaybedince neler olacağına inanıyorum? Tüm bunlar gerçeklik mi yoksa birer fantezi mi?’’

Sadece detoks yaparak beslenenler, yeterince enerji alamazlar.

Yeterince enerji almamak; halsizliğe, yorgunluğa, sinirliliğe, yiyeceklerle meşguliyete ve metabolizma hızının baskılanmasına neden olur. Bunların yanında; bireyler yediklerinden tatmin olmaz, sosyal izolasyona eğilebilir ve şiddetli kilo al-ver döngüleri yaşamaya başlar. Sağlık bütüncüldür. Fizyolojik, sosyal, ruhsal sağlığınızı bu şekilde yükseltemezsiniz.

Eğer tadını çok seviyorsanız afiyet olsun.Tadını sevdiğiniz bu sebzeli-meyveli içecek; keyifli bir atıştırmalık veya sandviçe eşlik eden bir içecek olarak tüketildiğinde güne ferah bir şekilde başlama aracı olabilir. Ben yine de yeşillikleri çiğnemeyi tercih ederim.

Detoks kültürü aslında bir popüler pazarlama türü.

İşe yaramayan bir müdahale pazarlarken bir yandan da kullanıcı hatasına sığınıyorsanız… Birey detoks listesi/içeceği ile kilo kaybeder. Sonrasında ise kilo kazanır, elbette bu bir kullanıcı hatasıdır. Ardından yeni tasarlanan detoks listesi/içeceği bireye tekrardan satılır(!)

Ben kronik olarak diyet yapan, yaptıkları diyetler sonrasında patlayıcı yemeler yaşayan, kilo al-ver döngüsünden yorulan bireylerle çalışıyorum.

Pratiğimde diyet listesi yazmıyorum, diyet dışı bir yaklaşımla çalışıyorum. Tavsiyelerimi sıralamadan önce hedef kitlemi daha iyi tanımak isterdim. Fakat yine de röportajımızı birkaç tavsiye ile sonlandırmayı uygun buldum:

• Açlık ve tokluk ipuçlarınızı yakalamanızı, bu sinyallerle uyumlu yemenizi,
• Yediğiniz yemeğin tadına, kokusuna, görüntüsüne odaklanmanızı,
• Yemekler hakkında pişmanlık duymama üzerine çalışmanızı,
• Toksik diyet kültürü mesajları yayan hesapları takipten çıkmanızı,
• Güvenilir kaynaklardan yayılan bilgileri almanızı,
• Yediğiniz besinlerin bedeninizi nasıl etkilediğini gözlemlemenizi,
• Kaliteli ve yeterli miktarda uyumaya özen göstermenizi,
• Hareket etmenin keyifli bir yolunu bulmanızı,
• Yeterince çeşitli beslenmeyi önemsemenizi önerebilirim

Sevgili okurlar, bu röportajı okuduğunuza göre hala hayattasınız. Çünkü bedeniniz bu işlemi gayet iyi yerine getiriyor! Detoks gibi şeylerle paranızdan & sağlığınızdan olmayın. Hekim kontrolünü de aksatmayın.

Diyetisyen Gülşah Kumanova’ya Instagram ve YouTube üzerinden ulaşabilirsiniz.