Uyku, iş, gündelik bazı sorumluluklar derken çoğumuza 24 saat ciddi anlamda yetmiyor. Hatta bazen “Gün 25 saat olsa her şey yoluna girecek” veya “Fazladan 2 saatim daha olsa ne olurdu?” gibi cümleler kurabiliyoruz.

Peki Dünya’nın dönüş hızının azaldığı göz önüne alındığında, bir günün 25 saat olma ihtimali gerçekten olabilir mi?

Gelin, bu sorunun cevabını verelim.

Bir günün 25 saat olma ihtimali, her birimizin kafalarını karıştırıyor.

Öyle ki ABD Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsünde çalışan fizikçi Tom O’Brian, Dünya’nın kendi ekseni etrafında bir tam dönüşünü tamamlamak için geçen sürenin, her gün saniyenin milyonda biri kadar değiştiğini söylüyor.

Bazı günler, ortalamadan çok daha kısa sürse de gezegenin dönüş hareketi, uzun vadeli bir yavaşlama gidişatı sergiliyor. Bu durum da ilk bakışta günlerin uzamasına yol açacak izlenimi uyandırıyor.

Aslında bilim insanları, daha önce bu konuya dair çeşitli araştırmalar yapmıştı.

Yani Dünya’nın dönüş hızı hakkında, yaklaşık 2500 yıl öncesine kadar uzanan ve Güneş tutulmaları sırasında Güneş’in gökyüzündeki konumuna yönelik gözlemlere dayanan güvenilir bilgilere sahiplerdi.

Ancak bu dönüş hızı, düzenli şekilde azalmasa da söz konusu dönemde, bir günün ortalama uzunluğu her yıl saniyenin 15 ila 25 milyonda biri kadar uzamış durumda. Ek olarak Dünya’nın dönüş hızının, bir günün 25 saat olmasını gerektirecek kadar düşmesi için en yüksek hızda bile 140 milyon yıl geçmesi gerekecek.

Yani bir günün 25 saat olması, şimdilik epey uzay bir ihtimal.

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: