Ekşi bir şeyler yediğiniz an, yüzünüzü istemsizce ve anında buruşturuyorsunuz öyle değil mi? Acı veya baharatlı gıdalar da zaman zaman sizi rahatsız edebiliyor fakat hiçbir tat, ekşilik kadar can sıkıcı olmuyor.

Peki ekşi bir şeyler yediğiniz an, yüzünüz neden şekilden şekile giriyor? Dilimize gelen tatla yüzümüzde oluşan ifade arasında nasıl bir ilişki var?

Gelin, cevaplayalım.

Ciddi anlamda tadı ekşi gelen bir şey yediğinizde, bu his yalnızca dilde sınırlı kalmaz.

Ekşi bir ısırık, tüm yüzün rahatsızlıktan buruşmuş bir görünüme bürünmesine sebep olur. Aslında tat tomurcuklarını karıncalandıran o belirgin ekşi tat, asitlerin tükürük ile birleştiğinde saldığı hidrojen iyonlarının bir sonucudur.

Ağız ise bu asit belirtisini aldığında bunu size dramatik bir şekilde bildirir. Ekşi, tat reseptörlerini şaşırtır ve yüzün de istemsizce bir reddetme tepkisine girmesine yol açar.

Aslında acı ya da baharatlı yiyecekler de zaman zaman sizi rahatsız edebilir ve bunlar da reddetme tepkisine neden olur. Ancak ekşilik, diğer aromalardan çok daha güçlüdür. Hâliyle bu tadın yüz ifadelerine yansıması çok daha hızlı ve belirgin olur.

Öte yandan ekşi bir şey yendiğinde yüz buruşturma, bazı açılardan işe yarar.

Şöyle ki ekşi tatlara verilen tepkiler, ilk insanların hasta olmasının önüne geçmiştir. Çünkü limon gibi kendinden ekşi gıdaların yanı sıra bozulmuş ürünler de ekşi bir tat verir. İnsanlar da yedikleri yiyeceklerden herhangi bir ekşilik aldığında bunu yemeyi bırakır. Böylece zehirlenmekten ve rahatsızlanmaktan korunur.

Peki yüzümüzü ve dilimizi bu denli rahatsız eden ekşi şeyleri yemeyi neden seviyoruz?

Cevap, edinilmiş tattır. Esasen acı, baharatlı veya ekşi yiyecekler, size doğuştan beri güzel gelmez. Ancak sonrasında bu tatlara tekrar tekrar maruz kalmak, onlardan istemsizce zevk almanıza ve şartlandırılmanıza sebep olur. 

Özetle ekşi bir şeyler tükettiğinizde yüzünüzün, tabiri caizse şekilden şekile girmesinin nedeni bu tadın tat reseptörlerini ani bir şekilde harekete geçirmesidir. 

İlginizi çekebilir: