Aslında 5 tane ışık, F1 yarışlarında başlama sinyalini vermek için oldukça yeterli gibi görünüyor.
Öyleyse yarışa başlamak için neden ekstra bir insan gücüne ihtiyaç duyuluyor?
Yarışta ışıklar bulunuyor, ancak ışıklar tek tek yanmadan önce de bir kişi, yeşil bir bayrakla yarışın başlayacağına dair bir işaret veriyor. Bu işaretin de tabii bazı sebepleri oluyor.
Yarış başlamadan önce araçlar, antrenman ve sıralama turları sonucunda belirlenen “grid” adı verilen başlangıç pozisyonlarına yerleştiriliyorlar. Pistte veya araçlarda herhangi bir teknik sorun olup olmadığı, yarış öncesi yetkililer tarafından detaylıca inceleniyor.
Bu ışıklar, yarışa başlayacağınız sinyalini vermek üzere sıralı bir şekilde yerleştiriliyor. Yarış direktörü, yarış başlamadan hemen önce bu ışıkları devreye sokuyor. Işıklar tek tek, birer saniyelik arayla yanıyorlar. Böylece yarışın başlamasına saniyeler kaldığı da anlaşılmış oluyor.
Otomatik sistemler, ışıkların belirlenmiş sırayla ve zamanlamayla yanmasını sağlayarak yarışın eşit şartlarda başlamasına olanak tanıyor. Bu sistemin yanında, start öncesinde bayrakla verilen sinyal, tüm araçların pistte doğru konumlandığından, araçların sistemlerinin ve sürücülerin yarışa hazır olduğundan emin olmak için kullanılıyor.
Böylece yarışın güvenli bir şekilde başlaması için ekstra bir kontrol mekanizması da insan gücüyle eklenmiş oluyor. Bazen elektronik sistemlerde nadiren de olsa hata meydana gelebiliyor. Bayrakla verilen sinyal, bu tür durumlarda sistemin yetersiz kaldığı anlarda müdahale edebilmek için kritik öneme sahip.
El ile verilen start, sürücüler üzerinde doğrudan etkili olan, daha gözle görülür bir uyarıdır. Böylece yarış hem otomatik hem de manuel olarak denetim altına alınmış olur.
Her ne kadar 5 ışık gibi ileri teknolojiyle desteklenen bir sistem yarış başlangıcında büyük bir rol oynasa da bayrakla verilen başlangıç sinyali, son kontrollerin, güvenlik önlemlerinin ve yarışın ruhunun korunması açısından vazgeçilmez bir ritüel hâline geldiğini söyleyebiliriz.
Yorumlar (0)