Havacılık tarihi, birbirinden garip olaylarla dolu. Bunlardan birisi de 53 yıl sonra bulunan kayıp uçak Stardust.

British South American Airways (BSAA) tarafından işletilen Douglas DC-3 tipi "Stardust" uçağı 2 Ağustos 1947’de Buenos Aires’ten Santiago’ya doğru yola çıkarken bir anda radardan kayboldu.

Sonrasında ise kendisine ait hiçbir ize rastlanmadı. Ancak gerçek, seneler sonra ortaya çıktı.

Stardust, Arjantin’den Şili’ye giderken içinde altı yolcu ve beş mürettebat taşıyordu.

Kaptan Reginald Cook’un komutasındaki uçak, Buenos Aires’ten havalandıktan sonra dört saat sürecek bir yolculuğa çıkmak üzereydi. Ancak And Dağları’nın sisli havasında yolculuk pek de kolay görünmüyordu.

Stardust, Santiago’ya yaklaşırken her şey sorunsuzdu. Hatta uçağın gönderdiği son bir mesajda "STENDEC" şifreli bir kelime tespit edilmişti. Hava trafik kontrolörleri, bu mesajın anlamını bir türlü çözemediler ve zaten uçak birkaç dakika sonra radardan kayboldu.

Bu mesajın belirsizliği, yıllarca sürecek gizemin de habercisiydi.

Stardust’ın kaybolmasının ardından yıllar boyunca çok sayıda teori öne sürüldü. En popüler açıklamalardan biri mekanik bir arıza ya da pilot hatasıydı. Bazıları, uçağın Bermuda Şeytan Üçgeni bölgesinde kaybolduğunu bile iddia etmişti. Arama kurtarma çalışmalarında ise hiçbir ize rastlanmamıştı.

Uçağa dair senelerdir hiçbir ize rastlanmamıştı. And Dağları’nın zorlu şartları ise bu aramayı daha da güç hâle getiriyordu. Ancak 2000’de dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Bir grup dağcı, Tupungato Dağı’na tırmanırken buzulların altında gömülü bir uçağın enkazını keşfetti.

Gerekli incelemeler yapıldı, sonucunda ise bu enkazın Stardust’a ait olduğu ortaya çıktı.

Ortaya çıkanlar ise olaydan daha gizemliydi. 53 yıl sonra And Dağları’nın soğuk ve sert havası, uçağın parçalarını ve insan kalıntılarını sanki dün olmuş gibi korumuştu. Bulunan kalıntılar, kazanın nedenini açıklamaya başlamak için önemli ipuçları da sunmaya yetti.

Stardust’ın son anları, bir "araziye kontrollü uçuş" (CFIT) kazasına işaret ediyordu. Görüş mesafesinin son derece zayıf olduğu bu dağlık bölgede mürettebatın, And Dağları’nı geçtiklerini ve inişe başladıklarını sanarak yanlışlıkla dağlara çarptıkları anlaşıldı.

Çarpmanın hemen ardından meydana gelen çığ, uçağın enkazını kar ve buzla kapladı ve bu da kazanın uzun yıllar boyunca bulunamamasına neden olmuştu. Mesajın gizemi ise hâlâ çözülemedi. Sizce ne anlatılmak istenmiş olabilir?

İlginizi çekebilir: