Hayat bazen bizlere hiç beklemediğimiz anlarda sürprizler yapabiliyor değil mi? Bu içerikte, bir Hollywood filminin nasıl yıllardır kayıp olan bir sanat eserinin bulunmasını sağladığını anlatacağız.

Hayal edin. Bir film izliyorsunuz ve bu filmde 80 yılı aşkın süredir kayıp olan bir sanat eserini fark ediyorsunuz.

Sanatla ilgilenmeyen kişiler için pek heyecan verici olmasa da sanat tarihçisi Gergely Barki için bu durum âdeta bir hazine bulmak gibi bir şeydi…

Budapeşte’deki Macar Ulusal Galerisi’nde araştırmacı unvanıyla çalışan Gergely Barki kızıyla film izlerken işte tam olarak bunu yaşadı.

2009 yılında, kızıyla Stuart Little isimli çocuk filmini izleyen Barki, filmin bir sahnesinde ilginç bir detay fark etmişti.

Söz konusu sahnede duvarda asılı duran tablo Barki’nin gözlerine inanamamasına sebep olmuştu.

Çünkü bu tablo, Róbert Berény’nin Siyah Vazolu Uyuyan Kadın adlı eserinden başkası değildi!

Ve işin ilginç yanı bu eser 1928’den beri kayıptı!

Barki bu tabloyu yalnızca siyah beyaz fotoğraflarından görmüştü ancak filmin içinde görünce de hemen tanıdı.

Barki hızlıca harekete geçerek film yapımcılarına ulaştı ve bu doğrultuda Sony ve Columbia Pictures’a e-postalar gönderdi.

İki yıl süren bir araştırma yapıldı ve araştırmaların sonunda tablonun Kaliforniya’daki bir antikacıdan birkaç yüz dolara dekor amaçlı satın alındığı ortaya çıktı.

Öyle ki, bir set tasarımcısı çekimlerden sonra tabloyu almış ve evinde dekor olarak kullanmaya başlamıştı.

Berény’nin tablosu daha sonra bir koleksiyoncuya satılmış olsa da Macaristan’a geri getirildi.

Budapeşte’deki Virág Judit müzayede evine açık arttırma için getirilen tablonun 13 Aralık 2014’te yapılan müzayedede yaklaşık 110.000 euro fiyatla satışa sunulduğu biliniyor.

Özetle bu hikâye, bizlere yalnızca bir eserin yeniden bulunmasını değil, hayatın bazen hayatımızdaki en beklenmedik anlarda bize yapabileceği sürprizleri hatırlatıyor.

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: