Gerçek suç temalı veya polisiye dizilerde, filmlerde; klasik bir sahne vardır: Zanlı, üstten yüzünün aydınlatıldığı bir odada sorgulanır; diğer odada memurlar kahvelerini içerek sorgu odasını izler.
Sorgu odasındakiler, memurların olduğu odayı göremez. Sadece memurlar isterlerse hoparlörden seslerini duyabilir. Bu, sadece filmlerde olan bir şey değil elbette. Gerçekte de aynı camlar kullanılıyor. Peki tam olarak nasıl çalışıyor?
Normal aynalar, bir cam levhanın arkasına kalay kaplama ve ardından yansıtıcı bir malzeme (gümüş ya da alüminyum gibi) uygulanan “gümüşleme” adı verilen bir işlemle oluşturuluyor.
Daha sonra yansıtıcı kaplamayı koruyan ve tüm ışığın aynaya bakan kişiye geri yansıtılmasını sağlayan bir bakır tabakası ve iki kat boya ekleniyor. Böylece aynanın ardına bakmak imkânsızlaşıyor.
Çift yönlü aynanın hilesi, üretim ve aydınlatmadan geçiyor. Bu tür aynaları yapmak için bir cam levhanın ön tarafına ince bir metal tabaka ekleniyor. Tabaka o kadar ince ki üzerine çarpan ışığın sadece yarısı geri yansıyor, geri kalanı levhadan geçiyor.
Aynanın düzgün çalışabilmesi için bir tarafı (örneğin sorgu odası) çok parlak, diğer tarafı (polis gözlem odası) ise karanlık olmalı.
Memurların gözlem odasındaki parlak ışık, aynanın yüzeyinden yansıyor; sorgu odasındaki kişiler baktığında gördükleri tek şey kendi yansımaları oluyor.
Her iki odadaki ışık seviyeleri eşit olursa, mesela gözlem odasındaki ışıklar açılıp sorgu odasındaki ışıklar kapatılırsa her iki odadaki insanlar da birbirini görebilir.
Mesela bir otel odasındasınız ve oradaki aynaların tek yönlü mü yoksa çift yönlü mü olduğunu kontrol etmek istiyorsunuz.
Bunun için bir hile var: Sadece tırnağınızı (veya herhangi bir nesneyi) cama doğrultun; eğer bir boşluk varsa tek yönlü bir ayna demektir. Eğer boşluk yoksa, çift yönlüdür (Başka bir otele geçmeniz gerek de diyebiliriz…).
Yorumlar (0)