Bir otomotiv devinin bu denli büyük bir krize girmesi, sadece finansal hatalardan mı kaynaklanıyor?
İşte Nissan’ın son yıllarda yaşadığı çalkantılı süreçler ve iflasa sürükleyen adımlar.
Nissan, özellikle 2000’li yılların başından itibaren SUV segmentindeki güçlü modelleriyle dikkat çekiyordu. Qashqai ve X-Trail gibi modelleriyle Türkiye başta olmak üzere birçok pazarda büyük başarılar elde etti. Markanın dayanıklılığı, yenilikçi tasarımları ve uygun fiyat-performans dengesi onu rakiplerinden bir adım öne çıkarıyordu.
Özellikle Nissan Qashqai, 2007’de piyasaya sürüldüğünde büyük yankı uyandırdı. Avrupa’da ve Türkiye’de SUV segmentini şekillendiren model oldu ve uzun yıllar boyunca sınıfında liderliğini korudu. Ancak günümüzde Nissan’ın bu başarısı gölgede kaldı. Şirket, finansal kriz ve rekabetin sertleşmesiyle başa çıkmakta zorlanıyor.
Nissan’ın düşüşü, bir dönemin efsane CEO’su Carlos Ghosn’un 2018’de Japonya’da mali usulsüzlük suçlamalarıyla tutuklanmasıyla başladı. Renault-Nissan-Mitsubishi ittifakının mimarı olan Ghosn, Nissan’ın toparlanması için kritik bir isimdi. Onun devre dışı kalmasıyla şirketin yönetiminde büyük bir belirsizlik doğdu. Ghosn’un yokluğu, Nissan’ın stratejik kararlarında ciddi hatalara yol açtı.
Elektrikli araç (EV) devrimi hızla ilerlerken, Nissan bu alanda Tesla ve Çinli üreticilerin gerisinde kaldı. Oysa 2011’de piyasaya sürdüğü Nissan Leaf, dünyanın ilk popüler elektrikli aracı olarak büyük yankı uyandırmıştı, hatta 100’den fazla ödül de aldı.
Ancak marka bu başarıyı sürdüremedi ve yeni nesil elektrikli araçlarda rakipleriyle rekabet edemez hâle geldi. Tesla ve BYD gibi markalar agresif fiyat politikaları ve yenilikçi teknolojileriyle Nissan’ı zor durumda bıraktı.
Nissan CEO’su Makoto Uchida, şirketin hibrit ve plug-in hibrit araçların popülaritesini öngöremediğini de itiraf etti.
Çinli markalar, son yıllarda küresel otomotiv sektöründe büyük bir ivme kazandı. Hem içten yanmalı motorlarda hem de elektrikli araçlarda Nissan gibi geleneksel üreticileri geride bıraktılar.
Özellikle Çin pazarındaki rekabet, Nissan’ın satışlarını ciddi şekilde etkiledi. Çinli otomobil üreticileri daha uygun fiyatlar sunarak Nissan’ın pazar payını küçülttü.
Nissan, iflasın eşiğine gelmemek için maliyet kesintilerine gitti. Şirket, 9 bin çalışanını işten çıkarmayı ve üretim kapasitesini %20 azaltmayı planlıyor.
Ancak bu hamleler, Nissan’ın geleceğini kurtarmaya yeterli olacak mı, büyük bir soru işareti.
Şirketin içinde bulunduğu bu krizden çıkışı, büyük ölçüde atacağı stratejik adımlara bağlı. Nissan’ın masasında bulunan seçeneklerden ilki yeni yatırımcı. Honda ile birleşme haberleri yayılırken son anda masadan kalkıldı ve bu plan da suya düştü.
Şirket, elektrikli araç pazarında rekabet edebilmek için büyük yatırımlar da yapmak zorunda. Ayrıca Nissan’ın yıllardır süregelen imaj kaybını tersine çevirmek için agresif bir pazarlama ve inovasyon stratejisi geliştirmesi gerekiyor.
Şirketin geçmişteki başarılarını düşündüğümüzde, Nissan’ın bu krizi atlatma potansiyeline sahip olduğunu söylemek mümkün ama zaman daralıyor ve rekabet sertleşiyor. Gelecek günler, Nissan’ın otomotiv sektöründeki kaderini belirleyecek.
Sizce Nissan iflas eder mi yoksa yeniden ayağa kalkabilir mi? Yorumlarınızı bekliyoruz!
Yorumlar (0)