15 Kasım 2024’te Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremle birlikte akıllara “Rize’de fay hattı yoksa nasıl deprem olabildi?” sorusunu getirdi. Bu içerikte bu soruyu yanıtlıyoruz.

Aktif fay hatları üzerinde bulunan ülkemizde, özellikle bu hatlar üzerindeki şehirlerde ne yazık ki pek çok depreme şahit olduk.

Ancak 15 Ekim 2024’te, Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasına göre dördüncü derece deprem bölgesi olarak sınıflandırılan bir bölgede bulunan Rize’de 4.7 büyüklüğünde deprem olması pek çok kişiyi şaşırttı.

Peki, gerçekten de fay hattı olmayan bir bölgede nasıl gerçekleşmiş olabilir?

Birçok kişi “Fay hattı üzerinde bulunmayan bir şehir olan Rize’de nasıl bu büyüklükte bir deprem oldu?” diye merak ederken Prof. Dr. Naci Görür bu soruya yanıt verdi.

Bu doğrultuda Görür, "Bölgede fay gözükmüyor. Depremin güneyde Artvin-Bayburt arasından geçen doğrultu atımlı fayın etkisi ile oluşmuş KD-GB uzanımlı eğim atımlı faylar nedeni ile oluştuğunu düşünüyorum." ifadeleri ile konuya açıklık getirdi.

Uzmanlar söz konusu bölgede daha büyük ve yıkıcı bir deprem olma olasılığının olmadığını ifade ediyor!

 Prof. Dr. Naci Görür’e ek olarak Prof. Dr. Okan Tüysüz de konu ile ilgili benzer yorumlar yaparak şu ifadeleri kullandı; “Karadeniz’de yıkıcı bir deprem söz konusu değil. 1892’de Artvin’de bir deprem var. Büyüklüğü bilinmiyor ama 6 şiddetinde olduğu tahmin ediliyor. Bu bölge deprem üreten bir bölge değil.”

Bu ifadelere ek olarak “Bu bölgede daha büyük bir deprem olma olasılığı neredeyse yok denecek kadar zayıf.” İfadelerini kullanan Tüysüz, endişe edilmesine gerek olmadığına vurgu yaptı.

Özetle, uzmanların açıklamaları aktif fay hatlarının bulunmadığı bölgelerde de zaman zaman depremlerin meydana gelebileceğini ve yer kabuğundaki gerilim birikiminin zamanla zayıf noktalarda kırılmalara yol açarak depremlere neden olabileceğini gösteriyor.

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: