Aslında bu durumun temelinde sadece estetik kaygılar yatmıyor. Gücü simgelemek de amaçlardan biri.
Daha detaylı bakmak istersek eğer o dönem yaşayan toplumların kültürel, ahlaki ve siyasi görüşlerini de incelemek gerekiyor.
İnsan anatomisi üzerine pek çok çalışma yaptıklarını biliyoruz. Onlara göre çıplaklık, vücudun anatomik yapısını ayrıntılı bir şekilde incelemek için en ideal yoldu. Heykellerin kas yapıları belli olacak şekilde çıplak tasarlanması da yaptıkları çalışmaları göstermenin iyi bir yoluydu.
Çünkü onlara göre kaslı bir vücut disiplin, güç ve kahramanlıkla ilişkilendirilirdi. Spor yarışmaları ve atletik faaliyetler genellikle çıplak yapılırdı. Heykellerdeki çıplaklık ve abartılı kas oranı da onların ne kadar güçlü olduklarını gösteriyordu.
O dönemde heykeller aynı zamanda propaganda araçları olarak kullanılırdı. Tıpkı sporcularda olduğu gibi hükümdarlar ve önemli devlet adamları, güç ve otoritelerini göstermek için kendilerini heykellerde kusursuz fiziksel formlarda göstermeyi tercih ederlerdi.
Hâliyle o dönem tanrı ve mitolojik kahramanların heykellerde kusursuz ve güçlü bir görünümle tasvir edilmesi de çok şaşırtıcı değil.
Yorumlar (0)