Tarih boyunca insanlık, içinden çıkılamaz denebilecek pek çok engelle karşılaştı. Ancak, bu engellerin üstesinden gelmede teknoloji her zaman önemli bir pay sahibi oldu. İlkel araçlardan günümüzün trendi yapay zekâya kadar…
Peki, teknolojinin jeolojiye, hatta daha spesifik konuşmak gerekirse, depremlere ne gibi katkısı oldu? Ülkemizde bu konuda ne gibi çalışmalar yapılıyor? Teknolojinin gelişiminde yaşanan büyük savaşların ne gibi bir etkisi var?
Tüm bunları Prof. Dr. Celal Şengör ile konuştuk.
’’Maalesef bu konuda teknolojik çalışmalar ülkemizde pek yapılmıyor. Bunu yapanlar genellikle ülke dışından gelen ve çeşitli ilgi dallarına dağılmış kişiler. Ülkemizde Kandilli Rasathanesi klasik sismoloji yöntemleri kullanıyor. Bunlar klasik sismograflar, sarsıntı ölçen cihazlar. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün de (MTA) kendine göre cihazları var. AFAD böyle bir şey yapıyor mu bilmiyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Jeofizik bölümün kendi imkânları da var. Onlar da daha ziyade Kandilli Rasathanesi ile çalışıyorlar.’’
’’Olur tabii. Jeoloji çok karmaşık bir bilim. Çok fazla detay var. İnsan zekâsı bunun tamamıyla başa çıkamıyor. Onun için yapay zekânın katkısı çok büyük jeolojide. Jeolojik haritaların yorumlanmasından başla, jeokimyada, jeofizikte, hesap analizlerinde çok faydalı.’’
’’Çok önemli gelişmeler katedilmesine sebep oldu. Özellikle 2. Dünya Savaşı. 2. Dünya Savaşı olmasaydı mesela Ay’a gidebilir miydik bilmiyorum çünkü Ay’a gidilmesinin ilk adımları Almanların V-1 ile V-2, özellikle V-2 roketleridir. V-2 roketleri atıldığı zaman atmosferin dışına çıkıyor, sonra tekrar girip hedefini vuruyor. Bunu yapan Wernher von Braun’du. Wernher von Braun harpten sonra esir edildi ve hemen Amerika’ya götürüldü. Amerikalılar ’Operation Paperclip’* diye bir arama-tarama operasyonu başlattılar. Başında Theodore von Kármán’ı koydular. Bu kişi bir Macar uçak mühendisi. Ona tümgeneral rütbesi verdiler ve ’’Vazifen Almanya’da işçisine kadar uzay teknolojisi ile çalışan herkesi toplamak’’ dediler. Karman bu insanları topladı ve Amerikaya götürdü, bunlar da hemen Amerikan vatandaşı yapıldı ve Amerika’nın uzay programının başlamasını sağladılar.’’
’’Ay’a giden Saturn V roketini yapan da Wernher von Braun’du. Yani Ay’a Amerikalılar değil Almanlar gitti aslında. Amerikalılar şoförlük yaptılar. Ay’a inildiğinde ben 14 yaşındaydım, babamla televizyonda izliyordum. Neil Armstrong Amerikan bayrağını Ay’a diktiği zaman babama ’’Bu bayrağa çok dikkatli bak, onun arkasında gamalı haç dalgalanıyor’’ dedim.’’
’’Bugün drone teknolojisi çok önem kazandı. Artık milletler insanlarını harcamak istemiyor ve dronelar ile bazı işlerini halletmeye çalışıyor. Bu droneların çeşitleri var ama bilhassa havada giden dronelar çok etkili. Her gün seyrediyoruz, Ukraynalılar ve Ruslar birbirlerine drone saldırısı yapıyorlar. Droneların ortaya çıkışı bizim gibi ülkelere de büyük avantaj sağladı çünkü yapılması, teknoloji transferi kolay. Bunun üzerinde çalışacak insanların da yetiştirilmesi kolay. Yapay zekâ da bugünün savaşlarında yer tutuyor ve yeri giderek artacak.’’
’’Biz iç meselelerle çok fazla uğraştığımız için bu tip işlerle uğraşamıyoruz maalesef. Türkiye çok çok geri bir ülke. Sizlerin tahmin edemeyeceği kadar geri bir ülke Türkiye. Türkiye aslında Afganistan düzeyinde bir ülke. Türk insanı Mercedes’e biniyor ama bunlar sizi aldatmasın. Biz Atatürk’ün mirasına sahip çıkamadık. Atatürk bir 20 sene daha yaşasaydı biz bugün İsviçre gibi olmuştuk ama işte bir adama da bağlı kalınca ve 57 yaşında hayatını kaybedince apaçık ortada kalıyorsun.’’
Sizler de bu röportajımız hakındaki görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz.
Yorumlar (0)