Kimileri için eğlenceli bir ’burç yorumundan’ ibaret olan ve ’ne yani, eğleniyorum’ dedirten astroloji, oldukça geniş bir kitle için hayatlarındaki her şeyi etkilediğinden emin oldukları bir tür ’inanca’ dönüşmüş durumda.
Teknolojik aletlere, sağlığa, psikolojiye, finansal duruma, kariyere ve hatta ülke gündemine etkisi olduğuna inanılan tutulmalar, gezegen retroları, burçlar, haritalar ve daha fazlasıyla astroloji, günümüzde hiçbir bilimsel dayanağı ve gerçekliği olmadığı kanıtlanmış olmasına rağmen büyük ilgi görüyor. Öyle ki insanlar hayatlarında alacakları kararlarla ya da başlarına gelenlerle ilgili kritik soruları astrologlara soruyor. ’Bir astroloğa maksimum ne sorulmuş olabilir ki’ diyenleri böyle alalım;
Öncelikle astrolojinin dünyanın hiçbir yerinde bir bilim dalı olarak kabul görmediğini belirtmekte fayda var.
Astrologlara göre bir tutulmanın ya da bir gezegenin hareketinin, yıldızın konumunun bizi etkilemesinin sebebi bu gök cisimlerinin bir ’çekim kuvvetinin’ olması. ’’Koskoca Ay senden uzaklaşır da nasıl etkilemez, bir kere onun bir çekim kuvvet var!’’...
Ay’ın ya da tüm gök cisimlerinin bir kütleçekim kuvvetinin olduğu tabii ki doğru. Fakat size kötü bir haberimiz var; bu çekim kuvvetinin dünya üzerindeki herhangi bir canlıyı astrologların kastettiği anlamda etkilemesi mümkün değil.
Yalnızca Newton’un kütleçekim teorisiyle hesaplama yapıldığında bile net bir şekilde görüyoruz ki bir gezegenin dünya üzerindeki herhangi bir canlıya ’kuvvet uygulaması’ ve onu etkisi altına alması imkansız. Çünkü aradaki mesafe o kadar ufak ki haliyle çekim kuvveti de çok çok çok düşük oluyor. Ve bunlar birer tahmin değil; dümdüz matematik hesabı...
Kütleçekim kuvvetinden beklediği verimi alamayan astrologlar yönlerini elektromanyetik kuvvete de çevirdiler ancak ne yazık ki bu da bir hüsran. Gezegenlerin manyetik alanları var doğru; ancak elektromanyetik kuvvetleri o kadar düşük ki sizi etkilemesi imkansız. Üstelik çekirdek yapısı uygun olmayan gezegenlerde bir elektromanyetik kuvvetten bahsetmek bile mümkün değil.
Yine de örnek olması adına Mars’a bakalım; Sürpriz! Mars’ın bir manyetik alanı yok... Güneş? Var ama çok yüksek oranda sabit ve ufacık bir etki...
Yani zorlamanın anlamı yok arkadaşlar. Gök cisimlerinin konumlarının, hareketlerinin, manyetik alanlarının ya da herhangi bir özelliklerinin insanları etkilemesi mümkün değil...
Yorumlar (0)