Danny Boyle’un merakla beklenen filmi 28 Years Later, sadece senaryosu veya yönetmen koltuğu ile değil, çekim tekniğiyle gündem olmayı başardı. Filmin çekimlerinde kullanılan ekipmanların başrolünde profesyonel sinema kameraları değil, iPhone’lar yer aldı. Yapım ekibi, filmdeki birçok sahneyi iPhone 15 Pro ve Pro Max modelleriyle kaydetti. Kullanılan son teknoloji ekipmanlar ile iPhone 15 Pro modellerinin birleşimi, ortaya sinema kalitesinde görüntüler çıkardı.
Çekimler sırasında toplamda 20 farklı iPhone aynı anda kullanıldı. Bu sayede özellikle dar alanlarda çoklu bakış açısı gerektiren sekanslarda iPhone 15 Pro, yönetmene büyük avantajlar sağladı. Yönetmen Danny Boyle, bu mobil kamera düzeninin kendisine daha fazla özgürlük sağladığını belirtiyor. Açıklamalara göre sinema kameralarının sığamayacağı alanlara iPhone’lar yerleştirilerek karakterden daha yakın, daha çarpıcı ve doğal görüntüler elde edildi.
iPhone 15 Pro serisi, özellikle ProRes video kaydı, 10-bit HDR desteği ve 4K 60fps video kaydı özellikleriyle film yapımcılarının gözdesi haline gelmiş durumda. CineAlta gibi geleneksel sinema kameralarına alternatif olarak kullanılan bu cihazlar, sinematografik derinlik ve renk doğruluğu açısından şaşırtıcı derecede başarılı sonuçlar sunuyor. Filmdeki birçok sahnede bu teknik, izleyiciye adeta olayların içindeymiş hissi verecek. Yani en azından açıklamalar bu yönde.
Elbette beyaz perdeye yansıtılacak bir film için sadece telefon yeterli olmadı; yapım ekibi iPhone’ları stabilize etmek ve profesyonel seviyeye taşımak için DJI Osmo Mobile gimbal’lar, Moment lens adaptörleri ve özel çekim sistemleri kullandı. Ayrıca özel ses kaydedicilerle görüntüden bağımsız olarak yüksek kaliteli ses alındı. Bu sayede, mobil cihazların sınırlı mikrofon kapasitesi bir engel olmaktan çıktı. Yani direkt olarak onlar yaptıysa biz de iPhone 15 Pro ile film çekebiliriz diyemiyoruz.
28 Years Later, sadece içerik olarak değil, teknik açıdan da gelecekteki film yapım süreçlerine referans olacak yapımlar arasına girecek. Apple’ın kamera teknoloji ve yazılımlarına yaptığı yatırımlar, sinema endüstrisinde “taşınabilirlik” ve “yaratıcılık” kavramlarını yeniden tanımlıyor. Film, büyük bütçeli prodüksiyonlarda bile iPhone kullanımının ne kadar etkili olabileceğini gözler önüne seriyor.
Yorumlar (0)