Ayılar gibi türler, hamileliklerinin erken döneminde yavrularının yemek bulma fırsatlarının çok daha fazla olduğu bahar döneminde doğması için “durdurma butonu” gibi bir özelliğe sahipler. 130’dan fazla memelinin kullandığı bilinen ve kış uykusu tarzı bir şey olan bu durum, hayvanların çevrelerine uyumlu olacak şekilde yavrularının gelişimini daha uygun bir ana kadar ertelemesini sağlıyor.
Şimdi ise bilim insanları, benzer bir duraklama özelliğinin insan embriyolarında da keşfettiklerini açıkladılar. Araştırma bulguları, Cell dergisi üzerinden yayımlandı.
Almanya’daki ekip, gebelik duraklatma düğmesi olarak nitelendirebileceğimiz bu özelliğin insan hücrelerinde de işe yarayabileceğini buldular. Moleküler genetikçi Nicolas Rivron, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Doğal olarak kış uykusu tarzı yeteneklerimizi kaybetmiş olsak da bu deneyler içimizde aslında bu yeteneği koruduğumuzu ve en sonunda onu ortaya çıkarabileceğimizi gösteriyor. Tüp bebek gibi işlemler sırasında uyku hâlinin tetiklenmesi, embriyonun sağlığını değerlendirmek ve rahim içine daha iyi yerleşmesi için daha fazla zaman sağlayabilir.”
Araştırmacılar, bu çalışmada laboratuvar deneyleri yoluyla diğer memelilerin gebeliklerini ertelemelerine olanak tanıyan aynı molekülün insan kök hücreleri ve insan embriyolarında da çalıştığını gözlemlediler. “mTori” isimli bu molekül, 2016’da gerçekleştirilen bir araştırma ile farelerde keşfedilmişti.
Ekip, beş ila yedi günlük bir embriyoyu temsil eden bir kök hücre modeli olan bir blastoidi, mTori’ye maruz bıraktı. Sonuçlarda bu blastoidin laboratuvarda 8 güne kadar süren kış uykusu benzeri bir evreye girdiği görüldü. Yeniden aktif edildiğinde ise blastoidler, “uyandı” ve normal bir şekilde gelişmeye devam etti. Ancak insan kök hücrelerinde farelere kıyasla daha fazla hücrenin işlem sırasında ölebileceği de gözlemlendi. Yine de blastoidde gelişimsel bir gecikme görülmesi gerçekten etkileyici.
Tabii ki insan gebeliğini isteğe göre duraklatma veya geciktirme şu an için tamamen bilim kurgudan ibaret. Ancak uzmanlar, çalışmalarının çoğu memelide görülen bu sürecin anlaşılmasına yardımcı olabileceğini ve ilerleyen yıllarda doğurganlık sorunu olan insanlara yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Yorumlar (0)