Araştırma, bahsedeceğimiz kuşağın ruh sağlığındaki bozulmasının süreklilik arz ettiğini ve basit bir dönemsel değişiklik olmadığını ortaya koyuyor.
1940’larda doğanlardan başlayan çalışmada, önceki nesillere kıyasla daha düşük ruh sağlığı puanlarına sahip kuşak gözler önüne seriyor. O zaman sizi daha da meraklandırmadan cevabımıza ve araştırmaya geçelim.
Araştırma, 1990’lı yıllarda doğan bireylerin ruh sağlığının hem yaşıtları hem de önceki nesillerle karşılaştırıldığında daha kötü yörünge izlediğini gösteriyor.
Y kuşağı da dediğimiz bu neslin, ruh sağlığı puanı 30 yaş civarında 67 iken, 1980’lerde doğanlarda bu puan 72,5, 1970’lerde doğanlarda ise 74 olarak kaydedilmiş.,
Gerileme, basit yaş ya da dönem etkileriyle açıklanmasının ötesinde biraz daha karmaşık görüntüler sunuyor. 1990’larda doğan kişilerin yaşı ilerledikçe ruh sağlığında önceki nesillere kıyasla iyileşme göstermediği gibi aksine daha da kötü bir seyir izliyor.
Bunu kesin olarak belirlemek zor olsa da araştırmacılar birkaç kritik faktörü gösteriyor.
Bunlardan ilki toplumsal değişiklikler. Sosyal medyanın artan etkisi, özellikle Y kuşağında ruh sağlığını etkileyen önemli faktör olarak görülüyor.
Bunun yanı sıra konut maliyetlerinin artması, iş güvencesizliği ve finansal baskılar gibi ekonomik, sosyal koşullar da bu neslin ruh sağlığını zorlayan unsurlardan. Kötü uyku alışkanlıkları ve fiziksel aktivite eksikliği de öne çıkan diğer faktörler arasında.
Ayrıca Y kuşağı; büyük ekonomik krizler, iklim değişikliği ve pandeminin etkilerinden doğan yükü omuzlarında daha fazla taşıyor. Daha önceki nesiller bu etkileri yaşı ilerledikçe daha kolay atlatabilirken, Y kuşağı için aynı durum geçerli değil.
Araştırma, bu nesli desteklemek için bağlamsal çözümler öneriyor. Ruh sağlığı hizmetlerinin artırılması, sosyal medya kullanımının düzenlenmesi ve gençlerin ekonomik güvenceye kavuşturulması çözüm önerileri arasında.
Yapılabilecek bu tarz değişiklikler aslında sadece Y kuşağını değil, gelecek nesillerin ruh sağlığına yönelik koruyucu etki de yaratabilir.
Sonuç olarak, bu araştırma bize şunu gösteriyor: Ruh sağlığının sadece bireysel bir sorun olmadığı, toplumsal şartlardan çok fazla etkilendiği ve bu şartların düzenlenmesinin uzun vadeli etkiler yaratabileceği unutulmamalı.
Yorumlar (0)