Yazma yoluna kendini adamış, farklı yazılar ortaya çıkarmak isteyenler ise genellikle yazma egzersizlerini arar.
Bol bol kitap okumak, günlük tutmak gibi herkesin bildiklerinin dışında gerçekten yazarlık kaslarınızı geliştirecek bazı yöntemler var. İşte yazarlık yeteneklerinizi geliştirecek yaratıcı egzersizler!
Duyularınızı harekete geçirin ve bir sahneyi ya da olayı sadece görsel değil; kokular, tatlar, sesler ve dokularla anlatmaya çalışın.
Sabah kahvesini basitçe "kahve içtim" diye değil, sıcaklığını ellerinizde nasıl hissettiğinizi, kahve kokusunun size ne hatırlattığını, ilk yudumda ağzınızda bıraktığı tadı da ekleyerek yazın.
Bir kitaptan veya gazeteden rastgele bir cümle seçin ve bu cümleyi hikâyenizin başlangıcı yapın. O cümleden yola çıkarak nereye varacağınızı düşünmeden yazmaya devam edin. Böylelikle beyninizin alışılmış kalıpların dışına çıkmasını sağlayacaksınız.
Daha önce yazdığınız bir metni yeniden yazın ama bu kez tamamen farklı bir bakış açısıyla. Belki bir hikâyenizi üçüncü tekil şahıstan birinci tekil şahsa çevirin ya da anlatıcının kişiliğini değiştirin. Aynı olayı bir çocuk, bir yaşlı, bir dedektif veya bir köpek nasıl anlatırdı?
Bir olayın yalnızca kahramanın gözünden anlatılmasına alışkınsınız. Peki ya yan karakterin gözünden nasıl görünürdü? Bir suç hikâyesini mağdurun değil de suçlunun perspektifinden yazmayı deneyin.
Etrafınızdaki bir nesneyi seçin ve onun geçmişini hayal edin. O kalem kime aitti, hangi ellerde dolaştı? Bir eşya üzerinden geçmişe veya geleceğe açılan hikâyeler yazabilirsiniz.
Bir hikâye yazın ve yarıda bırakın. Sonunu bir arkadaşınıza yazdırın ya da kendinize bir hafta sonra tekrar dönüp bakın. Başkasının yazdığı bir metni de devam ettirebilirsiniz.
Bugünün değil, 100 yıl öncesinin veya 50 yıl sonrasının dünyasında geçen bir günlük yazın. İnsanlar nasıl yaşıyor, hangi dertleri var, nasıl iletişim kuruyorlar? Bu tür bir egzersiz ile yaratıcılığınızı sınırların dışına taşıyabilirsiniz.
Hep aynı türde yazıyorsanız, ters köşe yapın. Eğer roman taslakları üzerine çalışıyorsanız bir gün şiir yazmayı deneyin. Deneme yazıyorsanız bir diyalog yazın. Yeni bir form denemek, kelimelerle olan ilişkinizi geliştirir.
Etrafınıza bakın ve o an ne görüyorsanız, onu en ince detayına kadar yazın. Otobüs durağındaki adamın yüz ifadesi, sokaktaki köpeğin yürüyüşü, kahvecideki insanların konuşmaları… Detaylara odaklanmak, yazınızı daha canlı hâle getirir.
Bazen kısıtlamalar da yaratıcılığı artırır. 50 kelimelik bir hikâye yazın. Sonra bunu 10 kelimeye indirin. Daha sonra tek cümleyle anlatmayı deneyin. Kısa ve öz anlatım gücünüzü geliştirmek için birebir.
Olayları anlatmayın, betimleme yapmayın. Sadece iki karakterin konuşmalarını yazın. Karakterlerin duygu durumlarını, ortamı ve olayları okuyucu diyalogdan çıkarsın.
Her şeyin ters gittiği bir günü hayal edin. Sabah uyandığınızda saat geriye mi akıyor? Konuştuğunuz insanlar sizi anlamıyor mu? Komik, garip veya korkutucu olabilir. Kendi hayal gücünüze meydan okuyun.
“Eğer hiç uyuyamasaydım, hayatım nasıl olurdu?”
“Eğer tek bir gün geçmişe dönebilseydim, hangi anı seçerdim?”
Bu tür sorulara uzun uzun cevap vermek, zihninizi açacaktır.
Kafede oturan birini gözlemleyin. O kişinin kim olduğunu, hayatında neler olup bittiğini hayal edin ve yazıya dökün.
Bir sokak lambası, eski bir defter veya bir kedinin gözünden dünyayı anlatın. Böylece empati yapma yeteneğiniz gelişir ve nesneleri bile bir karakter gibi düşünmeye başlarsınız.
Rüyalar mantıklı olmak zorunda değil, tıpkı bazı hikâyeler gibi. Bir rüyanızı olabildiğince detaylı yazın ve daha sonra mantıklı bir hikâyeye dönüştürmeye çalışın.
Sıradan bir olay seçin ve bunu bir haber diliyle yazın. Bir kedinin ağaca tırmanmasını sanki büyük bir olay gibi anlatın. Eğlenceli ve yaratıcı bir çalışma olacağını göreceksiniz.
Gazete, internet veya bir kitap açın ve rastgele 5 kelime seçin. Bu kelimelerin geçtiği kısa bir hikâye yazın.
Sevdiğiniz bir şarkının sözlerinden ilham alarak da hikâye yazabilirsiniz. Belki de şarkının anlatıcısı aslında bir karakterdir.
Öfke, mutluluk, korku, şaşkınlık… En son yoğun olarak hissettiğiniz duygu hangisiyse onu tüm detaylarıyla anlatın.
Tüm bunlarla sadece yazma yeteneğinizi güçlendirmekle kalmazsınız aynı zamanda beyninizi daha yaratıcı düşünmeye yöneltirsiniz. Hangi türde yazıyorsanız yazın, sınırlarınızı zorlayın.
Yorumlar (0)