Kulağa oldukça ürkütücü gelen bu rahatsızlık, kişide vücut bütünlüğünü bozma dürtüsü oluşturuyor.
Sağlıklı bir insan, bu korkunç olayı yaşamayı neden ister ki?
Aslında bu durumdan “cinsel” bir haz duyma olayı da olduğu için cinsel bir sapkınlık olarak sınıflandırılıyor. Genelde bir tür beden bütünlüğü kimlik bozukluğu ile ilişkilendiriliyor. Böyle bir durumda kişi, vücudundaki sağlıklı bir bölgeyi bile isteye kaybetme eğiliminde oluyor.
Bu hastalık hakkında yapılan araştırmalar sınırlı olsa da toplumda oldukça nadir görüldüğü bilinen bir gerçek.
Tıpa göre sağlıklı bir kişinin sağlıklı bir uzvu, kasıtlı olarak ameliyatla kaybetmesi etik değil. Doğal olarak doktorlar da bu duruma sıcak bakmıyor. “Beden bütünlüğü ameliyatı” adı altında gerçekleştirilen bu operasyonlar, birçok doktor tarafından da uygulanmıyor.
Bu durumu yaşayan bir kişinin uygulaması gereken tedavi “bilişsel davranışçı terapi” olarak kabul ediliyor. Bu terapide kişinin apotemnofili düşünceleri, inanışları zaman içinde yerini daha sağlıklı düşüncelere bırakıyor.
Tüm bunların yanında kabul ve kararlılık terapisi de almak, bu durumun kabul edilebilirliği açısından oldukça önemli.
Beden şemasıyla ilgili olan posterior parietal korteks gibi bölgelerin değişikliğe uğradığı gözlemlenmiştir. Yine de bu hastalığa net bir tanı koymak, ne yazık ki şu an kısıtlı çalışmalarla pek mümkün görünmüyor.
Çocuklukta yaşanan beden travmaları ve bazı olumsuz deneyimler, bu hastalığı tetikleyen bir unsur olarak kabul ediliyor. Toplumun beden algısı ile başa çıkmakta zorlandığı kabul edilen apotemnofili hastaları, daha izole bir yaşamı tercih ediyor.
Böyle bir hastalığın tedavisi için başvurulması gereken tek yer mutlaka bir uzman olmalıdır.
Yorumlar (0)