Su, gündelik yaşantımızın olmazsa olmazı. İnsanların, hayvanların, tüm canlıların yaşamak için ihtiyaç duyduğu en temel madde. Peki suyun Dünya’ya nasıl geldiğini hiç merak ettiğiniz mi?
Gelin, cevaplayalım.
Hepimizin bildiği gibi dünyadaki her şey, minik yapı taşlarından oluşur. Bu mini bloklara atom ismi verilir. Atomlar da bir araya gelerek molekülleri oluştururlar. Mesela su, dihidrojen oksit ismi verilen bir molekülden meydana gelir.
Bu da iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomunun bir araya geldiği anlamına gelir. Yani H2O. Peki hidrojen ve oksijen nereden gelir? Aslında hidrojen, evrenin başlangıcından beri var olmuştur ve elementlerin en basit yapılısıdır.
Gezegende var olan yıldızlar yine milyonlarca yıl önce öylesine sıcaktı ki bunların patlamasıyla çeşitli elementler etrafa yayıldı. Bu elementler de yeni maddeler oluşturmak için birleşti.
H20 veya su da bunlardan biriydi. Yani su molekülleri, Güneş sisteminin başlangıcından beri mevcuttu. Ayrıca Dünya oluşurken, su molekülleri oluşmuş durumdaydı. Peki bu bilgi, bugün Dünya’daki suyu açıklama yeterli mi?
İlki, Dünya’nın derinliklerinde bulunan su moleküllerinin, yıllar içinde yavaşça yüzeye çıkmış olması. Başka bir deyişle bazı teorilere göre, Dünya’nın büyük bir kısmını kaplayan su, aslında başlangıçtan beri gezegenin bir parçasıydı.
Başka bir görüş ise su moleküllerinin Dünya’ya, uzayın diğer kısımlarından geldiği. Güneş sisteminin oluştuğu ilk yıllarda birçok asteroit ve kuyruklu yıldız, Dünya’ya çarptı. Bunlar da Dünya’ya çok daha fazla su getirdi.
Yani Dünya’nın derinliklerindeki suyun, asteroitlerden ve kuyruklu yıldızlardan gelen suyla birleşerek Dünya’ya bu kadar çok su vermiş olması oldukça muhtemel. Aslında o kadar çok suyumuz var ki, Dünya’nın yüzeyinin %70’inden fazlası onunla kaplı!
Yorumlar (0)