Vantilatörler, özellikle yaz aylarında evimizde klima yoksa imdadımıza koşuyor. Aslında varsayımımızın aksine odanın sıcaklığını düşürmüyorlar.
Durum tamamen, vücudumuzun doğal serinleme mekanizmalarıyla ilgili. Tam olarak nasıl bir bağlantısı olduğunu görelim.
Vantilatörlerin yarattığı hava hareketi, vücudumuzun ısıyı daha iyi bir şekilde dağıtmasını sağlıyor. Vücudumuz ortalama 37°C’lik bir çekirdek sıcaklığını koruyor ve çevredeki hava daha serin olduğunda ısı, doğal olarak vücuttan havaya akıyor fakat cildimize yakın hava hareketsiz kalırsa ısınıyor ve vücudumuzun ısı kaybetme hızı azalıyor. İşte vantilatörler burada devreye giriyor.
Vantilatörler, cildimize yakın olan ısınmış havayı sürekli olarak daha serin hava ile değiştirerek vücudumuzun ısıyı daha iyi bir şekilde iletmesine neden oluyor. Sonuç olarak hava ne kadar hızlı hareket ederse cildimizden o kadar fazla ısı taşıyor. Böylece kendimizi serinlemiş hissediyoruz.
Terleme, vücut sıcaklığımız arttığında ortaya çıkıyor. Cildimizdeki ter buharlaşıyor ve bu sıvıdan gaza geçiş süreci, vücuttan ısı şeklinde enerji çekiyor. Bu süreçte serinliyoruz ve vantilatörler, buharlaşma hızını artırarak etkiyi güçlendiriyor.
Hava cildinizin üzerinden geçerken nemi daha hızlı uzaklaştırıyor ve serinleme hissini artırıyor. Sonucunda ıslakken bir vantilatöre maruz kalırsak serinlik hissediyoruz.
Kısacası vantilatörler, odanın sıcaklığını değiştirmiyor; yalnızca vücudumuzun çevredeki havayla ısı transferini etkiliyor.
Yorumlar (0)