Kütüphanesinde 1000 kadar film, 400 kadar dizi, 170 adet orijinal yapım barındıran Disney+; özellikle National Geographic belgesellerine, Disney’in ikonik animasyon filmlerine, Marvel ve Star Wars evrenine ait yapımlarına sırtını dayıyor.
Aslında Netflix’in içerik hacminden 3 kat daha küçük ancak yayın hayatına yeni başladığı için bunu şimdilik bir eksiklik olarak görmek haksızlık olacaktır. Ancak birazdan okuyacağınız eksikliklerden yakınmamak mümkün değil.
Yani internetinizin olmadığı bir günde dımdızlak ortada kalabilirsiniz.
Bu da içerik seçmeyi oldukça zorlaştırıyor.
Oluşan tekrarların yarattığı kalabalık nedeniyle aradığınız içeriği bulmakta zorlanıyorsunuz ve zaman kaybına neden oluyor.
Çevirilerin yetersiz olmasının yanı sıra kelimeler arasında boşluk bırakmama gibi çok sayıda hata bulunuyor. Üstelik birkaç taneden ibaret de değil, belli ki alt yazılar iyi bir editör denetiminden geçmiyor.
Sadece dilleri belirleyebiliyorsunuz. Fon rengi, alt yazı boyutu gibi ayarlar sunulmuyor.
DVD izler gibi yapımı ileri geri sarmak gerekiyor, çubuğu çekerek istediğiniz yere getirebiliyorsunuz. Player ekranı seçenekleri çok yetersiz.
Rakiplerinden bazıları bu imkanı sunarken Disney+ bunu da sunmuyor. Üstelik artık çok sık tercih edilen bir özellik olmasına rağmen.
Bölüm sonunda "sonraki bölüme geç" butonu çıkıncaya kadar kendiniz manuel olarak geçiş yapamıyorsunuz.
Görselde de göreceğiniz üzere; Lost, The Kardashians, HIMYM, Dünya’dan Manzaralar arasında hiçbir ortak nokta yok.
Dikkatli baktığınızda piksel piksel olduğunu görebiliyorsunuz.
Bu, Netflix’te de sorundu ancak Netflix iki yıl önce bu eksikliği giderdi. Bakalım Disney+’ın bunu anlaması kaç yılı bulacak?
Yani o ayarı yaptığınız içerik, diyelim ki 15 sezondan oluşuyor ve yüzlerce bölümü var; her seferinde en baştan dil ve alt yazı ayarını yapmanız gerekiyor.
Ayrıca bazı eski çizgi filmlerin görüntü kalitesi sınıfta kalıyor. Adeta hdfilmcehennemi’nden indirip yüklenmiş gibi.
Bu özellik, mobil cihazınızda yanlışlıkla ekrana dokunma ihtimalinizi önlediği için oldukça kullanışlı ancak bazı platformlarda olmasına rağmen şu an için Disney+’ta yer almıyor.
Tamamen angarya.
Neyse ki bazı televizyonlarda ses dengeleme sistemi var.
İlk bölümünü tamamlamak bile çok zor. Neredeyse Kanal 7 dizileri seviyesinde. Bu da daha sonra gelecek olan orijinal yapımların da kötü olabileceği beklentisini oluşturuyor ve platforma olan güveni sarsıyor.
Sorunlar genel olarak arayüzle ilgili olduğu için zamanla çözülmesi mümkün. Legal olmayan yollardan izlemek elbette kıyaslanamayacak kadar daha zahmetli, ayrıca hem etik değil hem de yasal değil. İlk yerli dizisi kötü olsa da gelecek yıl izleyeceğimiz Atatürk dizisi belki de çok iyi eleştiriler alabilir. Bekleyip göreceğiz.
Disney+a üye olmak isterseniz, buraya tıklayarak avantajlı fiyatlardan yararlanabilirsiniz.
Yorumlar (0)