Nahrimed Haber

Dostluktan Düşmanlığa: İran ve İsrail Arasındaki Gerilim Tarih Boyunca Hep Var mıydı?

Yaşam - 15 gün önce 0 Yorum
Yaşam Dostluktan Düşmanlığa: İran ve İsrail Arasındaki Gerilim Tarih Boyunca Hep Var mıydı?
Doğu Akdeniz’den Basra Körfezi’ne kadar uzanan Orta Doğu coğrafyası, tarih boyunca siyasi, dini ve ekonomik dinamizmiyle dünya gündemini hep etkileyen bir bölge oldu. Bu bölgede, İran ve İsrail gibi önemli aktörlerin ilişkileri, bölgenin karmaşıklığını ve değişkenliğini anlamak için kritik bir role sahip.

Sıcak gelişmelerden biri olan İran’ın İsrail’e yönelik saldırısı da tıpkı şu an olduğu gibi geçmişten günümüze olan ilişkilerini etkiledi.

Bu iki ülke arasındaki ilişkiler, bölgedeki jeopolitik dinamiklerle, uluslararası ilişkilerin kapsamıyla ve tarih boyunca yaşanan olaylarla yakından bağlantılıydı. İki ülke arasındaki ilişkilerin derinlerine inmek, bölgedeki siyasi ve stratejik dinamikleri daha iyi anlamak için önemli olacak. Peki iki devletin ilişkisi hep mi böyle gergindi?

İsrail ve İran arasındaki ilişkiler, genellikle düşmanlıkla anılsa da tarihin bir döneminde dostlukla şekillenmişti.

iran israil

İki ülke arasındaki bu yakın ilişki aslında pek çoğumuzun bilmediği bir gerçek. Yaklaşık 30 yıl süren dostluk dönemi, çeşitli faktörlerin etkisiyle ortaya çıkmıştı. Bunlardan ilki, Arap coğrafyasının önde gelen isimlerinden biri olan ve Mısır’ın efsanevi lideri olarak kabul edilen Cemal Abdülnasır’ın yükselişiydi. Abdülnasır, Arap milliyetçiliği fikri etrafında birleşmeye başlayarak bölgedeki dinamikleri değiştirmişti.

İkinci önemli faktör ise Soğuk Savaş döneminde yaşanan uluslararası gerilimdi. Sovyetler Birliği ve Batı bloğu arasındaki çatışma, İran ve İsrail arasındaki ilişkilerin derinleşmesine neden oldu.

Sovyetler, Orta Doğu’ya girmek için çeşitli kanallar aradı ve bu da İran ve İsrail arasındaki ilişkileri güçlendirdi.

cemal abdülnasır

Bu dönemde İsrail, İran’a silah satışı yaparken İran da İsrail’e petrol desteği sağladı. Bu karşılıklı yardımlaşma ve ticari ilişkiler, iki ülke arasında güçlü bağların oluşmasına zemin hazırlamıştı.

Ancak dostluk dönemindeki ilişkilerinin sadece ticari olduğunu düşünmeniz hata olur. Çünkü aynı zamanda stratejikti de. İsrail, bölgedeki izolasyonunu kırmak ve güvenliğini sağlamak için çeşitli müttefiklik ilişkileri aradı. Bu süreçte de İran ile olan ilişkileri önemli bir stratejik adım olarak gördü.

İsrail ve İran arasındaki bu dönem, genellikle göz ardı edilse de bölgedeki siyasi ve stratejik dinamiklerin karmaşıklığını ortaya koymaya yetiyor.

.via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Bu dönemin ardından yaşanan değişimlerle iki ülke arasındaki ilişkiler yeniden şekillendi ve bugünkü gerilimli duruma ulaştı. Geçmişte yaşanan dostluk dönemine bakınca, iki ülkenin karmaşık ilişkisini de anlayabiliyoruz.

İran ile İsrail arasında kara, hava ve deniz sınırları olmamasına rağmen İsrail’in kuruluşundan bu yana Türkiye gibi ülkelerle iyi ilişkiler sürdürmesi önemliydi. Çünkü İsrail’in doğrudan veya dolaylı olarak tanınmasında Türkiye ve İran gibi ülkelerin rolü büyük.

İsrail’in kuruluş döneminde, devlet politikası düzeyinde ciddi faaliyetler yürütüldü. Mesela Irak, Suriye ve Lübnan gibi ülkelerde yaşayan Yahudi nüfusunu korumak ve gerektiğinde İsrail’e taşımak gibi faaliyetler, bölgedeki çeşitli ülkelerde gerçekleştirildi.

Bu faaliyetlerin büyük bir kısmı da İran topraklarında gerçekleşti.

iran ve israil

İsrail, Arap milliyetçiliğinin yükselişine rağmen İran’a yakın bölgelerde bu faaliyetleri sürdürdü. Bu dönemde İran, Şah yönetimi altındaydı. Avrupa ve Amerika ile de iyi ilişkilere sahipti. Ancak İran’ın istediği seviyede ilişkiler henüz gelişmemişti.

İran, İsrail ile iyi ilişkiler yürüterek bu ilişkileri geliştirmeye çalıştı. Aynı zamanda İran’ın o dönemde Arap dünyası ile ilişkileri de pek iyi değildi. Özellikle Abdülnasır’ın yükselişiyle İran’ın bölgeye nüfuz etme çabaları engellenerek ciddi sorunlar ortaya çıkmıştı.

İran ile İsrail arasında coğrafi bir sınır olmamasına rağmen her iki ülkenin de bölgedeki etkisini koruma ve genişletme arzusu, ilişkilerini belirleyen önemli bir faktördü.

.via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Dünya genelindeki değişim rüzgârları, her iki ülkeyi de derinden etkiliyor. İran’da Şah rejiminin sona ermesiyle 1979’da İslam Devrimi gerçekleşti ve bu, İran’ın İsrail dahil çeşitli ülkelerle olan dostluk ilişkilerinin sona ermesine yol açtı. Sovyetler Birliği’nin çöküşü gibi uluslararası olaylar da bu süreci etkiledi.

Ancak bu değişikliklere rağmen İran ve İsrail arasındaki ilişkilerin, özellikle 1980-1982 yılları arasında gizlice devam ettiği de iddia ediliyordu.

Fakat 1980’lerde yaşanan krizler, İran ve İsrail arasındaki ilişkileri giderek daha karmaşık bir hâle sokmuştu. Bugün yaşanan krizler de bu ilişkinin seyrini biraz olsun anlamamızı sağlıyor çünkü bölgedeki karmaşık politikaların ve çatışmaların etkisiyle, İran ve İsrail arasındaki ilişkiler tarih boyunca gerilimli bir seyir izlemeye devam ediyor...

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:


Yorumlar (0)

Yorum Yap