Kariyeri boyuna 64 başrol, sayısız yardımcı rol üstlenmiş ve evine 2 kez En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını götürmüş Tom Hanks, uzun yıllar boyunca sinema dünyasının en çok aranan yüzlerinden biriydi. Aslında zor bir çocukluk geçiren ve oyuncu olmak gibi bir hayali olmayan Tom Hanks, oyunculuk yapmak istediği bir tiyatroda sahne düzeni ve ışık üzerine staj yaparken fark etmişti.
Daha sonra New York’a taşınan Tom Hanks, burada oyuncu Samantha Lewes ile evlendi ve sinema dünyasına iyice girmiş oldu. İlk başta birkaç düşük bütçeli televizyon filminde oynayan Tom Hanks, asıl Philadelphia isimli filmde gösterdiği dramatik performans ile yükselişe geçti. Hazırsanız hep beraber IMDb puanlarına göre en iyi Tom Hanks filmlerine yakından bakalım.
Quentin Tarantino ile Samuel L. Jackson neyse, Steven Spielberg ile Tom Hanks o desek yanlış olmaz. Birlikte çalışmayı seven ikili en son yaptıkları Bridge of Spies filmiyle de oldukça büyük beğeni yakalıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Soğuk Savaş döneminde geçen filmde Tom Hanks, CIA tarafından işe alınan bir avukatı canlandırıyor. Avukat Donovan bunun ardından bir anda kendini Rusya tarafından ele geçirilen bir ABD uçağının pazarlığı için iki tarafın ortasında buluyor.
ABD’nin aya gittiği Apollo 11 görevi hakkında sayısız spekülasyon dönüyor. Bu spekülasyonlardan bazılarını konu alan bu filmde, Apollo 11’den 1 yıl sonra gerçekleştirilen efsane Apollo 13 görevinin anlatıldığı bu filmde, henüz ayın yörüngesine ulaşmadan uzay mekiğinde oluşan patlama sonucu ölümle burun buruna gelen ve kıl payı kurtulan astronotların hikâyesine tanık oluyoruz.
Tom Hanks’ın rol aldığı ilk başarılı filmlerden olan ve kendisine ilk En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandıran Philadelphia ile Tom Hanks’i yine bir avukat rolünde izliyoruz. Başarılı bir eşcinsel avukat olan Andrew Beckett, bir gün AIDS taşıdığını öğrenir, ardından saçma bir sebepten ötürü de çalıştığı avukatlık bürosunda işine son verilir. Bu olaya anlam veremeyen Beckett, hukuk bilgisini kullanarak çalıştığı şirkete ve patronuna dava açar. Hem AIDS ile hem de patronu ile verdiği savaşta Beckett’a yakın arkadaşı Joe Miller (Denzel Washington) eşlik eder.
Max Allan Collins’in aynı isimli çizgi roman serisinden uyarlanan Road to Perdition, ABD’deki ekonomik buhran döneminde geçiyor. Ünlü mafya lideri Al Capone’un döneminde geçen filmde, Frank Nitti gibi dönemin ünlü İtalyan asıllı mafya liderleri de yer alıyor. Yine aynı dönemde bulunan ünlü İrlanda mayfalarından birinin canlandırıldığı filmde, 1930’ların ABD’sinde yer alan ünlü mafya çatışmalarını ziyaret ediyoruz.
Kaptan Richard Phillips’in 2009 yılında Somalili korsanlar tarafından rehin alınmasını anlatan bu filmde, Captain Phillips rolünde Tom Hanks’i izliyoruz. 2009 yılının Nisan ayında yolculuğuna başlayan MV Maersk Alabama isimli kargo gemisi, Somali’nin kıyılarında korsan saldırısına uğrar. Mürettebatını kurtarmak için kendini rehine olarak feda eden Kaptan Phillips, korsanların lideri Muse ile psikolojik bir savaşa girer. Kurtarma ekiplerinin de bir yandan operasyon hazırlıkları yapmaya başlamasıyla Captain Phillips olduka aksiyonlu ve heyecan dolu bir hâl alıyor.
Bir nevi popüler Robinson Crusoe romanının yeniden yazımı olarak kabul edebileceğimiz Cast Away, modern zamanlarda yaşayan sıradan bir insanın ıssız bir adada tek başına verdiği yaşam mücadelesini konu alıyor. Bir FedEx yöneticisi olan Chuck Noland (Tom Hanks), FedEx depolarındaki sorunları çözmek için dünyanın belirli yerlerine seyahat etmeye başlar. Malezya’daki bir problemi çözmek için çağrılan Noland’ın hayatı ise uçağının Pasifik Okyanusu’na düşmesi ile tamamen değişir. Bir adanın kıyısına vuran Noland’ın artık yeni ve bambaşka bir hayatı vardır.
Modern zamanların en büyük dolandırıcılarından biri olan Frank Abagnale Jr.’ın hikâyesinin anlatıldığı bu filmde, Frank Abagnale Jr. ile FBI banka sahtecilikleri uzmanı Carl Hanratty (Tom Hanks) arasında geçen kedi-fare kovalamacası işleniyor. Yakalandıktan sonra FBI için danışmanlık yapan Frank Abagnale Jr., filmin çekimlerinde de ekibi bir hâyli yardımcı olur. Ayrıca Frank ile Carl’ın düşmanca başlayan ilişkileri, hâlâ dostça devam etmektedir.
En popüler İkinci Dünya Savaşı filmlerinden olan Er Ryan’ı Kurtarmak, birçok Altın Küre’yi ve tam 5 Oscar ödülünü evine götüren Tom Hanks’in en bilinen filmlerinden biri. Geriye dönük sahneler ile eksi bir İkinci Dünya Savaşı askerinin anılarını ziyaret ettiğimiz filmde, Yüzbaşı Miller’ın Er Ryan’ı kurtarması gerektiği yönünde aldığı emri nasıl yerine getirmeye çalıştığını izliyoruz. İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı ve acımasız gerçekliğini ekranlarımıza getiren Er Ryan’ı Kurtarmak, savaş alanı psikolojisi üzerine belki de yapılmış en iyi film olarak nitelendiriliyor.
Stephen King’in sinemaya uyarlanmayan çok az romanı kaldı. Tom Hanks’in Michael Clarke Duncan ile mükemmel bir iş çıkardığı The Green Mile da Stephen King’in aynı isimli roman serisinden uyarlanıyor. Oldukça iri yarı ve korkunç görünümlü bir adam olan John Coffey, iki küçük kızı öldürmek suçundan idama mahkum edilir. Fakat aslında John Coffey göründüğü gibi değil, aksine çok ince ruhlu ve oldukça özel yeteneklere sahip olan bir insandır.
John Coffey’in içindeki ışığı ve suçsuz olduğunu keşfeden kişi ise baş gardiyan Paul Edgecomb’tan (Tom Hanks) başkası değildir. Başka ne desek spoiler olacağı için bu ikilinin hikâyesini izlemenizi şiddetle öneriyoruz.
İzlemeyenin kalmadığı, Tom Hanks’in ve Hollywood sinemasının en ünlü filmlerinin başında gelen Forrest Gump, aynı zamanda en çok hasılat yapan filmlerden de biri. “Run Forrest run” repliğiyle sinema dünyasına kazınan bu film, Tom Hanks’e ikinci En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülünü kazandırıyor. Forrest Gump’ın hem komik hem de trajik hayatını izlediğimiz bu film, eğer hâlâ izlemediyseniz bu soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak cinsten.
IMDb puanlarına göre en iyi Tom Hanks filmlerini sıraladığımız ve bu filmlere yakından baktığımız içeriğimizin sonuna geldik. Sizler Tom Hanks hakkında neler düşünüyorsunuz? Sevdiğiniz diğer Tom Hanks filmlerini bizlerle yorumlar kısmından paylaşmayı unutmayın.
Yorumlar (0)