Zararlı alışkanlıkların sebeplerinin genellikle psikolojik ve çevresel faktörler olduğu düşünülüyor. Bunların elbette etkileri fazla ancak aslında genlerimiz de bu noktada rol oynuyor.
Peki nasıl?
Öncelikle aslında genetik varyant, genlerin mutasyon geçirmesi sebebiyle yapısal değişikliğe uğraması ve böylece yeni bir fonksiyon kazanması. İşte bu genetik varyantlar da yaklaşık 3,4 milyon insanın, beyin ve sinir dokularına ait örneklerinin analiz edilmesi sayesinde keşfediliyor.
Ayrıca sigara ve alkol tüketimi ile ilgili faktörler, bir insanın bunları tüketmeye başladığı yaşa, ne sıklıkla tükettiğine ve bu alışkanlıktan veya alışkanlıklardan kurtulmayı ne derecede istediğine bağlı olarak değişim gösteriyor.
Sonuç ise bir miktar şaşırtıcı. Aynı genler, farklı soylarda, aynı bağımlılığı yansıtıyor. Yani genlerin rolu, sigara ve alkol tüketimi noktasında o insanın nereli olduğuna göre bir farklılaşma göstermiyor. İster Afrikalı ister Çinli olsun, eğer bunlara genetik yatkınlık varsa değişen bir şey olmuyor.
Öte yandan kökenleri farklı olan insanların aynı ülkede bir arada yaşıyor olmaları, sigara ve alkol tüketim alışkanlıklarını benzer kılıyor. Yani farklı insanların aynı coğrafyalarda yaşamaları, çevresel şartları birbirine benzetiyor ve bunun yanında genlerde de ister istemez bir benzerlik oluşuyor.
Ancak elbette bu konu ile alakalı kesin yargılara varmak için farklı insanların bulunduğu farklı ülkelerde daha fazla çalışma yapmak gerekiyor.
Eğer bundan 3 yıl önce yapılan çalışma daha kapsamlı hâle getirilir ve bilimsel anlamda biraz daha derin incelenirse hem daha fazla insan üzerinden çalışmalar yapılacak hem de buna sebep olan genlerin, bunu nasıl yapabildikleri gün yüzüne çıkacak.
Üstelik bu anlamda daha ayrıntılı biçimde yapılacak çalışmalar, bir insanın sigara ve alkol tüketme bağımlılığı riskini önceden tahmin etmeye, erken müdahaleye ve potansiyel ölümleri önlemeye de yardımcı olacak.
Yorumlar (0)