Filmlerin daha etkileyici ve ilginç görünmesi için gerçek hayatın bazı sıkıcı olguları filmlerde görmezden gelinebiliyor. Ancak bu görmezden gelinen anlar ve durumlar gerçek hayatta çok sık bir şekilde karşımızda olabiliyor.
Peki gerçek hayatta görmenin pek de mümkün olmadığı ancak filmlerde sıklıkla karşımıza gelen şeylerden hangilerini hatırlıyorsunuz? Bu içeriğimizde, filmlerde sık sık karşılaşmamıza rağmen gerçek hayatta tam olarak bir karşılığı olmayan olaylara bakıyoruz.
Hava buz gibiyse kim yanına bere, atkı vb. almadan dışarı çıkar ki? Ama filmlerde durum böyle olmuyor. Yoğun kar yağışı altında bile karakterler, görünümü daha ilgi çekici kılmak için ince bir ceketle dışarıda dolaşıyorlar.
İzlediğiniz bir filmlerde hangi kahramanının park yeri aradığını düşünün. Muhtemelen aklınıza hiçbir karakter gelmeyecek. Eğer kahramanımız arabasını park etmek istiyorsa muhakkak bir park yeri bulur. Ama modern zamanın şehirlerinde, özellikle de büyük şehirlerde, durum bundan çok farklı.
Filmlerde insanların kalp masajından sonra bilincinin, hiçbir şey olmamış gibi geri geldiğini görürsünüz. Kalp masajı yapılan kahramanımız, macerasına kaldığı yerden devam eder. Ama gerçek hayatta kalp masajı yaptığınız bir insanın böyle davranmasını beklemeyin. Gerçek hayatta kalp masajı, uzmanlar gelene kadar beyin ve kalbin işlevini kısmen düzeltmek için kullanılır.
Tabii ki gerçek hayatta da çok erken yaşta başarılı olan insanlar vardır. Ama birçoğumuz o yaşlarda ya işsiz oluyoruz ya da düşük maaşlarla hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Hatta bir çoğumuz üniversite burs kredilerinin borçları ile uğraşmak durumunda kalıyoruz. Ama filmlerdeki kahramanlarımız dövüş sanatlarında usta olmaktan, büyük bir şirketin sahibi olmaya kadar birçok alanda büyük başarılar gösterebilirler.
Indiana Jones Kristal Kafatası Krallığı filmini izleyen herkes Indiana Jones’un bir buzdolabı içine saklanıp nükleer patlamadan kurtulduğunu hatırlıyordur. Yorum yapmıyoruz. Herhalde gerçek hayatta böyle olmayacağı konusunda hepimiz anlaşabiliriz.
Bazı filmlerde karakterler her an birisi kapıyı çalabilir diye kapının arkasında bekliyormuş gibi hissediyoruz. Gerçek hayatta kimse bu kadar kısa sürede kapıyı açamayacağını düşünmek çok abes olmaz.
Kahramanımız “Haberleri aç” dediğinde herhangi bir kanalda haberlerin devam ettiğini ve olayların haberlerde açıklandığını görüyoruz. Gerçekten büyük bir olay olduğunda gerçek hayatta da böyle sahnelerle karşılaşabiliriz. Ama bir benzin istasyonundaki soygun haberinin bu kadar yaygın bir şekilde servis edilmeyeceği aşikar olmalı.
Çoğu zaman bir şeyin üstesinden gelmeye çalışan veya tanınmak istemeyen kadın karakter radikal bir karar alarak saçlarını keser. Şaşırtıcı olan şey, rastgele kesinlen saçların ardından karakterimizin bir model gibi görünmesidir. Gerçek hayatta sonuçlar böyle olmayabilir.
Yoksulluk hakkında bir film izlemiyorsanız, yoksul insanlar asla yoksul görünmezler. Çok fakir olduğunu bildiğimiz karakterimizi bir restoranda yemek yerken görebiliriz veya Paris’e biraz para kazanmaya gelmiş öğrencilerimizi kenar mahallelerde bir evde değilde Eyfel Kulesi manzaralı bir dairede yaşarken görebiliriz.
Filmlerdeki eylem planlarının gidişatı genelde birbirine benziyor. Filmde kullanılan eylem planı genelde başarısız olur ve karakterlerimiz doğaçlama yapmak zorunda kalır. Yapılan doğaçlama eylemler muhakkak başarılı olur. Diğer taraftan eğer kahramanımız bir planının olduğunu söyler ve planın detaylarını paylaşmazsa o plan da genelde başarılı olur.
Gerçek hayatta bir suçlunun geri sayımlı bir bomba bırakması en iyi şekilde iyi niyetle açıklanabilir. Zira gerçek hayattaki suçlular, bomba kullanmak istiyorlarsa genelde bir saat kullanmazlar. Ama konu filmlerse bambaşka bir yerdeyiz. Filmde kötü karakterlerimiz eğer bomba kullanacaklarsa muhakkak geri sayımlı yaparlarki kahramanımız zamanında gelip bombayı imha edebilsin.
Filmlerin özel karakterleri konu aldıklarını biliyoruz. Ama bir kadın karakterin yüksek topuklu ayakkabılarla günlerce yürümesi, o ayakkabılarla kavga etmesi ve bir yerlerden atlaması biraz fazla değil mi? Gerçek hayatta gerçekten böyle olup olmadığını kadınlara sormamız gerekebilir.
Yorumlar (0)