Her ne kadar Hollywood aksiyonu ve bilim kurgu temaları izleyicilere heyecanlı gelse de, bazen daha gerçek ve hayattan bir şeyler izlemek isteriz. Tamamen dudak uçuklatıcı bir konu izleyip de filmin sonunda gerçek hikayeye dayalı kelimelerinin ekranda belirmesi, izleyicide oldukça heyecan verici duygular uyandırıyor.
Her ne kadar yapımcılar, gerçeğe dayalı filmlerde konuyu 2 saate sığdırabilmek için ayrıntıları kesmek zorunda kalsalar bile, hikaye hakkında bize bilmemiz gereken her şeyi bu filmlerle anlatabiliyorlar. Kimi zaman tarihi bir kişiliği, kimi zaman ise sıradan bir insanın hikayesini işleyen en iyi gerçek hikayeye dayalı filmleri sizler için listeledik.
Kiss & Cry, 18 yaşındaki Kanadalı figür patencisi Carley Allison’ın ve son derece nadir görülen bir kanser türüne karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. Allison yolculuğunu YouTube’da paylaşmaya karar veriyor ve yol boyunca milyonlarca insana ilham veriyor. Seyircisini gözyaşlarına boğan bu filmi izlerken her ihtimale karşı yanınıza birkaç mendil almanız gerekebilir.
The Most Hated Woman In America, Amerika’da yaşayan Madalyn Murray O’hair’ın 60’larda yüksek mahkemeye kadar uzanan ve sonunda okullarda zorunlu duaları kaldıran bir dava açmasını konu alıyor. Ona karşı çıkan her Hristiyan grupla çatışan Madalyn Murray O’Hair, kötü şöhretini ortadan kaldırmaya başladığında ise onu başka karanlık işler bekliyor.
22 July, Norveç’in en ölümcül terör saldırısını konu alıyor. Aşırı sağcı bir gencin, yaz kampında olan 77 kişilik bir grubu öldüren saldırısını anlatan bu film, seyircinin yüreğini burkacak birçok ağır konu içeriyor ancak özellikle suç filmleri meraklıları için izlemeye değer bir film.
Dolemite, ünlü stand up komedyeni aynı zamanda filmin yapımcısı olan Rudy Ray Moore’un ikinci kişiliği. Çirkin karakteriyle ün kazanmaya başladıktan sonra bir kung-fu karşıtı film yapmak istediğine karar veriyo. Her ne kadar saçma bir kombinasyon gibi gözükse de film oldukça eğlenceli. Filmde Eddie Murphy rolünün hakkını da veriyor.
Vatikan skandalları ve iki papanın yaşlı adam dostluklarını anlatan The Two Popes, her yönden harika bir film. Konu ilginizi çekmese bile, Vatikan’ın yeni bir Papa’yı nasıl seçtiğini görmek için bile izlenebilir çünkü süreç düşündüğünüzden çok daha kapsamlı.
Amerika’da 1969’daki Demokratik Ulusal Kongre’deki protestolarda bir isyanı kışkırtmakla suçlanan yedi kişiyi anlatan bu film, yasal dramalar sevenler için birebir. The Trial of the Chicago 7, The Social Network ve Moneyball gibi başarılı filmlerin yönetmeni olan Aaron Sorkin tarafından yönetiliyor.
Matematikçi, kriptanalist ve yapay zekanın büyükbabası Alan Turing’in, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz hükümeti için Alman istihbarat mesajlarının şifresini çözmek için işe alınmasını konu alıyor. Her ne kadar sadece savaş ve bilimle ilgili bir film gibi gözükse de, film, Turing’in o zamanlar yasadışı sayılan eşcinselliğini gizlemek zorunda kalmasını da anlatıyor.
Amerikalı bilgin Laurence Kim Peek’ten esinlenen Rain Man, yakın zamanda ölen babasının 3 milyon dolarlık servetini, akıl hastanesindeki kardeşine bıraktığını keşfeden araba satıcısı Charlie Babbitt’in hikayesini anlatıyor. Her ne kadar Babbitt başlangıçta motivasyon olarak parayı görse de, iki kardeşin oluşturduğu bağ kesinlikle izlenmeye değer bir hikaye oluşturuyor.
Sadece oğlunun mutluluğunu ve geleceğini düşünen bir baba ve satış temsilcisi olan bir adamın gerçek hikayesine dayanan The Pursuit of Happyness, oldukça yürek burkan bir film. Filmde gerçek hayatın sorunları, bir babanın evsiz kalmama ve oğlunu hayatın kaosunda iyi bir ruh hali içinde tutmakla olan mücadelesi anlatılıyor.
Catch Me If You Can 17 yaşındaki yetenekli dolandırıcı ve sahtekar Frank Abagnale’yi konu alıyor. Onu arayan ve yakalamak isteyenlerden her zaman bir adım önde olan Abagnale’nin hikayesini izlediğimiz bu film oldukça heyecanlı.
Sahte borsacı Jordan Belfort’un anısına dayanan The Wolf of Wall Street, Martin Scorcese’nin filmi genç komisyoncunun seks, uyuşturucu ve beyaz yaka suçlarından oluşan hedonistik yaşam tarzını konu alıyor.
Schindler’s List’te iş insanı ve Nazi partisi üyesi Oskar Schindler, masum hayatları kurtarmak ve 2. Dünya Savaşı sırasında fabrikasında çalışan Yahudi işçileri korumak için çalışıyor. Müzikleri, konusu, oyuncuları ve atmosferiyle gönüllerde taht kuran Schindler’s List, oldukça üzücü bir zamanı konu alıyor.
Yorumlar (0)