Bir zamanlar “geleceğin otomobili” olarak lanse edilen Ford Edsel, 3 yıl gibi kısa bir sürede otomobil tarihine gömüldü ve büyük başarısızlık hikâyesine dönüştü.
Peki, dev bir markanın bu kadar kısa sürede bu fiyaskoyu yaşamasının ardında ne vardı?
Büyük bir umutla 1957’de tanıtılan Ford Edsel, 1958’de piyasaya sürüldü. Ford, bu projeye büyük yatırımlar yapmış, pazarlama kampanyasına milyonlarca dolar harcamıştı.
Adını, Ford’un kurucusu Henry Ford’un oğlu Edsel Ford’tan alan arabanın projesi o kadar büyük ve iddialıydı ki lansman öncesi yaklaşık 1 yıl boyunca otomobil için âdeta gizem yaratıldı ve parçaları ufak ufak tanıtıldı.
Merak yaratma stratejisi devreye girmişti ama beklenti ne kadar yükselirse, hayal kırıklığı da o kadar derin oluyordu.
Edsel’in başarısızlıklarının başında tasarımı geliyordu. O dönemde otomobillerin “şık” ve “karizmatik” görünmesi beklenirken, Edsel tuhaf ön ızgarası nedeniyle alay konusu oldu. Dikdörtgen yerine dikey oval ızgara tasarımı, birçok kişi tarafından “tuvalet oturağına” benzetildi.
Hatta bazı müşteriler için o dönemde kabul edilemeyecek derecede “çirkin” bulunmuştu. Tasarımcılar yenilikçi olmaya çalışırken, tüketici beklentilerini tamamen göz ardı etmişti.
Ford Edsel’in piyasada başarısız olmasının bir diğer büyük nedeni ise hedef kitleyi doğru analiz edememeleriydi. Ford, Edsel’i orta sınıf tüketicilere yönelik bir araç olarak konumlandırsa da fiyatlar bu kesimin alım gücünü zorluyordu.
Araç, Ford’un diğer modellerinden daha pahalıydı ve daha ekonomik seçenekler varken tüketiciler bu fiyat farkına değer bir yenilik göremedi.
Ayrıca Ford, Edsel’i hem "üst segment" hem de "kitle arabası" olarak tanıtmaya çalışarak net bir kimlik yaratamadı. Bu da tüketicilerin gözünde büyük bir kafa karışıklığına neden oldu.
Tabii ki Edsel’in başarısız olmasında başka nedenleri de vardı. Birçok araç fabrikadan hatalı çıkıyordu. Yanlış monte edilmiş parçalar, sızdıran bagajlar, hasarlı kablolar Edsel’in hatalarından birkaçıydı.
Üstelik o dönemde Amerikan otomobil pazarında kalite algısı çok önemliydi. Kalitesiz bir ilk izlenim, Edsel’in zaten zayıf olan imajını tamamen yerle bir etti. Tüketiciler, bu arızalar nedeniyle bir Ford Edsel sahibi olmayı “riskli” bir tercih olarak görmeye başladı.
Ford’un Edsel için yaptığı devasa pazarlama kampanyası da tam anlamıyla bir boşa kürek çekme operasyonuydu. Reklamlarda “geleceğin otomobili” ve “fark yaratan bir deneyim” vadedilirken araç bu beklentiyi karşılamıyordu.
O dönemde ABD’de yaşanan ekonomik durgunluk da etkili oldu. Halk, daha çok sağlam ve ekonomik otomobillere yönleniyordu. Edsel ise ihtiyaçtan çok lüks tüketim simgesi olarak tanıtılmıştı ve bu da halkın Ford’un bu yeni modeline şüpheyle yaklaşmasına neden oldu.
Ford Edsel, 1957’den 1960’a kadar üretildi ve bu kısa sürede yalnızca 118.287 adet satılabildi. Ford da projeden 250 milyon dolardan fazla zarar ederek büyük bir ders aldı.
Yanlış hedef kitle, kalitesiz üretim ve tuhaf tasarım üçgeninde ise Edsel, nasıl başarısız olunacağını gösteren bir model olarak hafızalara kazındı.
Günümüzde ise Edsel’in bu başarısızlığını görmezden gelen ve ona sadık bir topluluk var. Klasik araba dünyasındaki yerini koruyan Edsel’e bir de böyle bakınca her şeyin bir pazarı olduğunu görüyoruz.
Yorumlar (0)