Öyle ki İngiltere’yi otomobil ve jet yolculuğu çağında bile British Rail APT isimli tren kurtaracaktı fakat bu tren üretilmiş olsa da bazı şeyler yolunda gitmedi ve yolcuların işini kolaylaştıracağına onları sağlığından etti.
Peki British Rail APT’nin problemi tam olarak neydi?
O zamanlarda trene binenlerin sayısı 1800’lerin sonlarına kıyasla bile çok daha azdı ve bu sebeple ülkenin her yerindeki demir yolu hatları, talep olmaması nedeniyle çareyi kapanmakta bulmuştu.
Buradaki sorun ise İngiltere’nin demir yollarının yavaş kalması ve eskimiş olmasıydı. Aslında dünyanın farklı yerlerinde de durum, İngiltere’de olduğundan farksızdı fakat onlar, tren yolculuğuna talebin artması için ellerinden geleni yapıyordu.
Örneğin Japonya yüksek hızlı trenlerin özel raylara ihtiyaç duyduğunun farkındaydı ve bu sebeple yepyeni yüksek hızlı demir yolu hattı ve binlerce köprü inşa ederek tüneller kazdı.
Fakat İngiltere’nin yeni bir demir yolu yapma gibi bir gayesi yoktu. Çünkü ülke zaten geniş bir demir yolu ağına sahipti ve yolcuların azalması sebebiyle çoğu kullanılmıyordu.
Bu nedenle İngilizler, İngiltere’nin mevcut demir yolları üzerinde çalışabilecek yeni bir yüksek hızlı trenin yapımına karar verdi. Fakat bu iş pek de kolay olmayacaktı çünkü ülkenin 100 yıllık demir yolu ağı, dönemeçler ve dönüşlerle doluydu.
Ayrıca bir tren seferinin rahatsız edici olması için bir virajı hızlı bir şekilde geçmesi yeterli oluyordu. Çünkü trendeki yanal kuvvetler, eşyaları masalardan uçurabilir ya da yolcuların ayaklarını yerden kesebilirdi.
Fakat İngilizlerin bambaşka bir planı vardı. Yatık raylar inşa etmek yerine, yatık bir tren yapacaklardı. Raylı vagonları kavislere bir motosiklet gibi eğerek, yolcular üzerindeki yanal kuvvetler en aza indirecek ve hatta tamamen ortadan kaldıracaklardı.
Bunun için de daha önceki yatırma süspansiyonlarından farklı olarak, bilgisayarların ve sensörlerin yükü okumaları ve her vagonu aktif olarak yatırmaları için su mengeneleri kullanacaklardı.
Adından gelişmiş yolcu treni olarak söz edilmesi beklenen bu tren, 8000 beygir gücüne sahipti ve bu onu, İngiltere’de bugüne kadar çalıştırılmış en güçlü yurt içi treni yaptı.
Ayrıca British Rail APT, gelişmiş fren sistemi ile hızlı bir şekilde yavaşlayabilir ve bu sayede İngiltere’nin eskimiş demir yollarına ayak uydurabilirdi. Yine aktif yatırma özelliği ile bir virajı herhangi bir İngiliz trenine kıyasla, iki katı hızla alabilirdi.
Ancak yatar gövdeli APT, 1981’de hizmete girdiğinde geleceğin treni olarak ilan edilmek yerine medya tarafından büyük bir alay konusu oldu. Çünkü tren, başta donmuş devreler ve devirme mekanizmaları olmak üzere birçok teknik probleme sahipti.
Ancak bu sorunların yanı sıra şüphesiz en rahatsız edici ve katlanılması mümkün olmayan şey, trenin bu yana yatışının yolcuların midesini şiddetli bir şekilde bulandırmasıydı. Tren üreticileri, ne yazık ki bu durumu hesaba katmamıştı.
Yolcuların şikayetleri öylesine fazlaydı ki birkaç hafta sonra British Rail APT, hizmetten çıkarıldı. Bu problemi çözüme ulaştırmak ise 3 yıl gibi bir süre alacak ve tren, çeşitli testlere tabi tutulacaktı.
Fakat artık bunun pek bir önemi yoktu. Çünkü British Rail APT, hiçbir zaman tam potansiyeline sahip olamayacak, yavaş trenlerle aynı hattı ve yüksek hızlar için tasarlanmamış elektrik hatlarını kullanmak zorunda kalacaktı.
Özetle APT, başarısız bir girişimdi ve 1986’da sessiz sedasız hizmetten çıkarıldı.
Yorumlar (0)