Arabaların motoru çalışmak için akaryakıta ihtiyaç duyar. Akaryakıtı ise herkesin bildiği gibi akaryakıt istasyonları ya da benzinliklerden alırız. Akaryakıt istasyonları günümüzdeki şeklini almadan önce petrol ürünleri, eczanelerde birer yan ürün olarak satılıyordu. Evet yanlış okumadınız insanlar araçlarına güç veren yakıtı eczanelerden temin ediyordu. O zamanlar bugünkü şeklinde çalışmayan istasyonların ilkinin faaliyetlerine Almanya’nın Wiesloch şehrindeki bir eczanede başladığı biliniyor.
Gelişen teknolojiyle birlikte akaryakıt istasyonları da kendine özel alanlara taşınmaya ve bugünkü halini almaya başladı. Bizler de sizin için günümüz akaryakıt istasyonlarının çalışma şeklini inceledik. Arabasına, motoruna yakıt alırken çoğu kişinin aklına gelen “Bu pompaya yakıt nasıl geliyor, bunun kaynağı nerede?” gibi sorulara cevap vermeye çalıştık.
Yakıt almak, yıllardır arabaya sahip olan herkesin yaptığı ve genellikle de teknik detaylarına çok takılmadığı bir şey. Arabanı istasyona yanaştırıyorsun, yakıt dolduruluyor, paranı ödüyor ve sonra gidiyorsun. Sistem bu kadar basit gibi görünse de yukarıda da gördüğünüz gibi akaryakıt istasyonlarının çalışma şekli oldukça ilginç.
Araçların hareket etmesini sağlayan akaryakıtlar fotoğraftada gördüğünüz gibi yer altı tanklarından pompaya ulaşıyor. Yakıtın tanklardan pompaya sonrasında da araçlarımıza ulaşması için özel bir teknoloji kullanılıyor. Aynı zamanda bu teknoloji hem çevre güvenliği hem de tankın yapısının bozulmaması için de kullanılıyor.
Tankın içindeki yakıt tehlikeli bir yapıya sahiptir. Bu yüzden yakıtın çevre ile mümkün olduğunca temas etmesini engellemek için tanklar yer altına gömülür. Yerin altına kazılan havuzlara yerleştirilen tanklar, yağış ve don gibi hava olaylarından sonra oluşabilecek toprak kayması gibi durumlardan etkilenmemesi için bir teraziye alınır ve sabitlenir.
Ortalama 115.000 ile 150.000 litre depolama kapasitesine sahip olan tanklar, uzun süre boyunca yer altında olacağı için hem iç yapısının hem dış yapısının korozyana uğramaması hem de içindeki yakıtın korunması son derece önemlidir. Bu yüzden tankların içi ve dışı özel malzemeler kullanılarak üretilir.
Benzin almaya gittiğimizde genellikle etrafta pompa, market ve binalardan başka bir şey görmeyiz. Görünür bir depolama birimi bulunmayan istasyonların depoları genellikle yerin altında, yukarıda da bahsettiğimiz gibi tanklarda tutulmaktadır. Bu tanklar, yakıtı mümkün olan en güvenli şekilde saklamak için tasarlanmıştır.
Yakıtın uçucu yapısı, tankta bulunacak yakıt miktarını büyük ölçüde kısıtlar. Yakıt ve yakıt buharı tankın içine aynı anda dolduğu için aşırı dolum yapılması tankta patlamaya neden olabilir. Bunun olmaması için tankların dolum miktarını gösteren çeşitli sistemler bulunur. Bu sistemlerin başında ise valfler gelir. Dünyanın dört bir yanındaki akaryakıt istasyonlarında genellikle iki valf kullanılır.
Fotoğraftakine benzer şekilde görünen valflerin ilki yakıt tanklarının fazla doldurulmasını engeller. İkinci valf ise depodan çıkan yakıtın buhar miktarını düzenlemekten sorumludur. Tankın aşırı doldurulması durumunda bu valfler tanklarda bulunan havalandırma borularını tıkar ve buharın dışarı çıkmasını engeller. Bu sayede yanma, patlama gibi durumlar engellenmiş olur.
Tanka bulunan şamandıra sensörleri, depolama tanklarındaki yakıt seviyesinin anlık olarak takip edilebilmesini sağlar. Bu sensörler, benzinliklerde bulunan özel sistemlere veri aktarımı gerçekleştirir ve depoda bulunan yakıt seviyesinin yanı sıra yakıtın dağıtılma hızı, bir sızıntı olup olmadığı gibi durumların kolaylıkla takip edilebilmesini sağlar.
Yukarıdaki videoda hızlı ve basitçe gösterilen sistemi sizleri fazla teknik detaylara boğmadan anlatmaya çalışalım:
Her gün önünden geçtiğimiz, neredeyse her hafta arabamıza yakıt aldığımız akaryakıt istasyonlarının sistemini anlatmaya çalıştık. Konu hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz.
Kaynaklar: Science ABC, Veeder
Yorumlar (0)