Sony, 1994 yılında PlayStation’ı piyasaya sürerken, bir kişi hariç kimse, kelimenin tam anlamıyla yerin yerinden oynayacağını, oyun endüstrisinde kartların yeniden dağıtılacağını tahmin etmiyordu.
O kişi, hikâyemizin ana kahramanı, günümüzde ‘PlayStation’ın babası’ olarak anılan Ken Kutaragi. Ken, inatçılığı ve hırsıyla büyük işler başarmış bir isim. 1980’lerde yeni yeni kurulan oyun konsolu dünyasında Sony’nin de büyük işler başarabileceğine inanıyordu.
3 boyutlu oyunlar oynatan konsol yapmak istiyordu. Bunun için de o günlerde oyun dünyasının hâkimlerinden olan Nintendo ile çalışması gerektiğini çok iyi biliyordu.
Bir şekilde Nintendo ile iletişime geçti ve patronlarının bile yapma dediği şeyi yaptı. Sony’de çalışırken Nintendo’ya gizli gizli ses işlemcisi sattı. Her ne kadar Sony yönetimi bu duruma kızsa bile o zamanki CEO Norio Ogha, Ken’deki ışığı fark etmiş olacak ki yapmak istediği şeylere izin verdi.
Gel zaman git zaman işler daha da büyüdü ve Ken, Nintendo’ya yeni bir teklifle gitti. O zamanlar konsollardaki oyunlar disketle ya da kasetle çalışıyordu. Ken de bunu değiştirip yeni yeni ortaya çıkan, daha büyük depolama alanına sahip CD’lerle çalışan bir konsol üretme fikrini ortaya attı.
Fikir oldukça beğenildi ve Nintendo teklifi kabul etti. Çalışmalar yapıldı, prototip hazırlandı. Yani her şey tamamdı. Hatta konsola ‘Nintendo PlayStation’ adı bile verilmişti. 1991 yılına gelindiğinde CES Fuarı’nda konsol tanıtılacaktı.
Hem de Sony’nin ‘Bütün dünya duysun, biz Nintendo ile konsol üretiyoruz’ diye açıklama yaptığı günden bir gün sonra. Sony tarafında büyük bir şok etkisi yaratan bu durumun en büyük sebebi, Sony’nin konsollar üzerinde tam kontrol hakkına sahip olmasıydı.
Nintendo tarafından atılan bu kazığın başka bir boyutu daha vardı. Firma, CES Fuarı’nda ‘Biz Sony ile olan sözleşmemizi feshettik. Onun baş düşmanı, bir diğer CD üreticisi Philips ile çalışacağız’ açıklamasını yaptı.
Fakat Ken Kutaragi, projesine çok güveniyordu ve hala şirketin 3 boyutlu görüntü sunan konsollar yapabileceğine inanıyordu. Şirket buraya uzun bir yoldan gelmiş ve daha uzun bir yolu vardı.
Ken, yaptığı konuşmayla şirket yetkililerini ikna etti ve sonunda oyun konsolu projesinin devam etmesini sağladı.
Şirket ‘PlayStation’ adı verilen konsolu üretmişti. Ancak hem isim hakları hem de Nintendo’nun projede katkısı olması yüzünden Sony’ye bir dava açıldı. Görülen davalar sonucunda 1992 yılına gelindiğinde Sony ve Nintendo bir anlaşmaya vardı.
Bu anlaşmaya göre PlayStation’larda Nintendo SNES (Super Nintendo Entertainment System) kullanılabilecek ancak lisans hakları tamamen Nintendo’nun olacaktı. Üstüne bir de Nintendo’nun ürettiği diğer konsollarda Sony’nin ses yongaları (Ken’in sattıklarından bahsediyoruz) kullanılacaktı. Bu kadar tantanadan sonra Sony’nin yalnızca 200 kadar PlayStation ürettiği biliniyor.
Büyük çalışmalardan sonra ortaya çıkan konsolun Nintendo’nun fırtınalar kopardığı ‘PlayStation’la’ hiçbir alakası kalmadı. Hatta ismi ‘PlayStation’ oldu. Ne SNES desteğine sahipti ne de o güne kadar üretilen konsollara benziyordu. Oldukça farklıydı ve üstüne üstlük oyunları 3 boyutlu şekilde oynatıyordu.
3 Aralık 1994 tarihinde PlayStation, kullanıcılarla buluştu ve lansman için üretilen 100 bin adet PlayStation’ın tamamı bir günde satıldı. 1995 senesinde ABD’de tanıtılan konsol, aynı yıl içinde dünya genelinde 7 milyonu aşan satış sayısıyla bu alanda rekor kırdı.
Demişler ya ‘her ihanet sevgiyle başlar’. Eğer Nintendo, zamanında Sony’ye bunları yapmasaydı; Ken Kutaragi, intikamını almak istemeseydi belki de bugün PlayStation, dünyanın en iyi konsollarından biri olamayacaktı.
Yorumlar (0)