2011 yılında HTC, teknoloji dünyasında devrim yaratmak amacıyla Evo 3D modelini piyasaya sürmüştü.
3D ekran ve çift kamera gibi o dönem için oldukça ileri sayılabilecek özelliklerle donatılan bu akıllı telefon hem teknoloji tutkunlarını hem de sıradan kullanıcıları etkilemeyi hedefliyordu.
O dönemde 3D teknolojisi sinema ve televizyonlarda oldukça popülerleşmişti ve bu yüzden HTC bu Evo 3D modeli ile bu furyadan yararlanmayı hedefledi.
Telefonun 4.3 inç boyutunda, gözlük gerektirmeyen bir 3D ekranı ve çift 5 MP kamerası bulunuyordu.
Bu özellikler özellikle o dönem için oldukça heyecan vericiydi çünkü kullanıcıların kendi 3D içeriklerini yaratabilmelerine imkân tanıyordu.
İlk ve en temel sorun, 3D teknolojisinin kullanıcılar arasında beklenen ilgiyi görmemesi oldu.
Göz yorgunluğu gibi problemler, ekranın her ne kadar kulağa heyecan verici gelse de günlük kullanıma uygun olmadığını gösterdi.
Ayrıca 3D içeriklerin sınırlı olması, telefonun bu özelliğini de bir nevi gereksiz kılmıştı.
Telefonun kalın ve ağır tasarımı, HTC’nin performans optimizasyonundaki başarısızlığı ve zayıf pil ömrü gibi birçok donanımsal sorun cihazın başarısız olmasının temelini attı.
HTC’nin Sense arayüzü ise cihazın performansını düşürdü ve yazılımda yaşanan donma ve gecikmeler kullanıcı deneyimini zayıflatarak cihazın kullanıcılar tarafından tercih edilmemesine sebep oldu.
Sonuç olarak HTC, Evo 3D ile teknoloji dünyasında cesur bir adım atmaya çalışmış olsa da 3D teknolojisinin pratikteki yetersizlikleri ve genel kullanımda yaşanan sorunlar, telefonu kaçınılmaz bir başarısızlığa sürükledi.
Özetlemek gerekirse bu durum, inovasyonda istediğininiz kadar ileri gitseniz de kullanıcı ihtiyaçlarını göz ardı ettiğiniz sürece başarısız olacağınızı gösteren bir örnek olarak tarihte yer aldı.
Yorumlar (0)