Bu sorunun cevabı aslında basit gibi görünebilir, ancak değil. Bir düşünün, yaşlanınca insanın aslında enerjisi daha düşük oluyor. Hâliyle kişinin uykuya daha düşkün olması gerek.
Ama durum tam tersi, bu nasıl olabilir?
Yaşlılık, herkeste farklı sirayet etse de temelde aynı mantıkla ilerliyor. Uyku da aslında bunlardan birisi. Çevrenizdeki yaşlı insanlardan muhakkak uykuya dalmakta güçlük çektiğini duymuşsunuzdur.
Biz bu durumun sebebini yaşlandıkça daha az uykuya ihtiyaç duyduğumuz olarak bilsek de bilim bunun tam tersini söylüyor. Yani, uyku ihtiyacımız yaşlandıkça değişmiyor.
Bir insanın günlük olarak 7 saat uyku ihtiyacı var, bu, alışkanlıklara ve kişiye göre değişiklik gösteriyor. Ancak konuyla ilgili yapılan araştırmalar, her 10 yılda uyku süresinin 30 dakika azaldığını gösteriyor. Peki bu durum, doğal yaşlanma sürecinden kaynaklanıyor olabilir mi?
Evet, olabilir. Yaşlanmanın temeli beyinle başlıyor, beynimiz, yaşlandıkça daha az tepki vermeye başlıyor. Dr. Sairam Parthasarathy bu konuyu beynin bağlantıları yaşlandıkça net olarak algılamadığına bağlıyor. Bu durum ise gençlerde tam tersi.
Yaşla birlikte gözlerin ışık algılama yeteneği azalıyor. Bu durum, sirkadiyen ritmimizi etkileyerek vücut saatinin ayarlanmasında zorluklar yaratıyor. Özellikle katarakt gibi yaygın bir sorun gözlerde bulanıklığa neden olarak gün batımı gibi doğal olayların algılanmasını etkiliyor.
Yaşlılarda sık görülen katarakt, akşam saatlerinde ışığın göze tam olarak ulaşmasını engeller. Bireyin beyni, gerçekte olduğundan daha erken bir gün batımını algılamaya başlar. Bu durumdan da melatonin hormonu gibi vücut saatini düzenleyen faktörler etkilenir.
Melatonin, 1-3 yaş arasında en yüksek seviyedeyken yaş ilerledikçe azalan bir hormon. İşte yaşlandıkça daha az uyumamızın temel sebebi de bundan başkası değil.
Yorumlar (0)