Yapay zekâ (AI) terimini artık hepimiz duyuyoruz. Telefonumuzdaki akıllı asistanlardan, dizi önerileri sunan platformlara kadar hayatımızın bir parçası hâline geldi ancak bu gördüklerimiz, yapay zekâ dünyasının sadece başlangıcı.
Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz kendi kendine düşünebilen, öğrenebilen ve neredeyse bir insan gibi davranabilen o süper zeki robotları ve sistemleri hayal edin. İşte o hayallerin teknolojik karşılığına Yapay Genel Zekâ (AGI - Artificial General Intelligence) diyoruz.
AGI en basit tanımıyla, bir insanın yapabildiği herhangi bir zihinsel görevi anlayabilme ve öğrenebilme yeteneğine sahip olan teorik bir yapay zekâ türüdür. Günümüzde kullandığımız yapay zekâlar "dar" bir alanda uzmandır. Örneğin biri sadece satranç oynar, diğeri sadece yüz tanır.
AGI ise tek bir görevin uzmanı olmak yerine, genel bir anlama ve akıl yürütme yeteneğine sahip olacak. Yani hem satranç oynamayı öğrenip hem de o sırada sizinle günün nasıl geçtiği hakkında sohbet edebilecek bir sistemden bahsediyoruz.
Bu konuyu daha iyi anlamak için günümüzdeki yapay zekâ ile AGI arasındaki temel farkları bilmek çok önemli. Bunları birkaç farklı maddede özetleyerek daha iyi anlamanızı sağlayacağız.
Şu an kullandığımız tüm yapay zekâ sistemlerini esasında bu kategoride ele alabiliriz. Her biri kendi alanında uzmanlaşmış olsalar da temelde spesifik bir amaca hizmet ettikleri için kendilerine "dar yapay zekâ" diyoruz.
AGI’ın potansiyeli hâlen daha keşfedilme aşamasında. Yani olabileceklere yönelik sayısız teorem mevcut ama doğrudan bir şeyin yaşanacağını söylemek imkânsıza yakın. Yine de uzmanların yüksek olasılıkla gerçekleşeceğini söylediği bazı konular var.
AGI kulağa harika gelse de onu geliştirmek inanılmaz derecede zor. Bilim insanları ve mühendisler bu yolda birkaç büyük engelle karşılaştıklarını belirtiyorlar.
Bir makineye "sağduyu" öğretmek çok zordur çünkü sağduyu, bizim yıllar içinde edindiğimiz sayısız deneyimin bir birleşimidir. Ayrıca bilincin ne olduğu ve nasıl çalıştığı henüz tam olarak çözülemediği için bunu bir makinede taklit etmek şimdilik imkânsız görünüyor. Bunun yanı sıra insanlar sadece birkaç örnekten yeni bir şey öğrenebilirken, yapay zekâ sistemleri binlerce, hatta milyonlarca veriye ihtiyaç duyar. AGI’ın insan gibi verimli öğrenebilmesi gerekiyor.
Yine aynı şekilde gerçek dünyayı anlamak, sadece veri analiziyle olmaz. Fiziksel dünyayla etkileşime geçmek, dokunmak, hareket etmek de zekânın bir parçasıdır. Bu da robotik alanında devrimsel gelişmeler olmadan AGI konusunda gerekli yol kat etmenin zor olduğunu gösteriyor.
AGI, iş dünyasını kesinlikle değiştirecek. Tıpkı sanayi devriminde olduğu gibi bazı meslekler otomasyon nedeniyle ortadan kalkabilir ancak aynı zamanda, AGI’ın getireceği yenilikler ve verimlilik sayesinde bugün hayal bile edemeyeceğimiz yeni iş alanları ve roller de ortaya çıkacak.
Bu, AGI etiği ve güvenliği alanında en çok tartışılan konulardan biri. Teorik olarak riskler barındırsa da dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar AGI’ın insanlık yararına çalışmasını ve kontrol altında kalmasını sağlamak için şimdiden güvenlik protokolleri ve etik kurallar üzerinde çalışıyorlar.
Bu konuda net bir tarih vermek imkânsız. Bazı uzmanlar önümüzdeki 20-30 yıl içinde mümkün olabileceğini söylerken, birçoğu bunun çok daha uzun sürecek bir hedef olduğunu düşünüyor. Tek bildiğimiz şey, bu sıçramanın insanlık tarihindeki en büyük bilimsel hedeflerden biri olduğu yönünde.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Yorumlar (0)