Eylül ayında 40 dereceye varan sıcaklıkları gördükten sadece günler sonra kombiyi açtıracak kadar serin bir hava dalgası bizi karşıladı. Benzer bir durum, kış aylarında özlediğimiz güneşin kendisini yavaş yavaş hissettirmeye başladığı ilkbahar için de geçerli.
Artık üzerimize ince bir ceket alıp terlemeden ya da üşümeden yürüyüşe çıkabildiğimiz baharlar da gitgide kısalıyor. 1900’lü yılların başlarında yazılan romanlardaki gibi “çiçeklerin açtığı ilkbahar günlerini” doya doya yaşayamıyoruz. Muhtemelen çocuklarımız o günleri sadece kitaplardan okuyacaklar.
Filmde insanlığı başka bir gezegende yaşam kurmaya iten iklim şartlarını net bir şekilde görmüştük. Dünya’da sadece mısır tarımının yapılabildiği; her yerde toz ve fırtınanın baş gösterdiği o kurgusal hikaye, çocuklarınız ve torunlarınız için gerçek olacak gibi görünüyor.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde ölçülen 49,1 derecelik sıcaklık tarihe geçmiş, bize yaşadığımız günlerdeki iklim koşullarının gelecek için sadece bir fragman niteliğinde olduğunu göstermişti.
Van’ın Çaldıran ilçesinde 9 Ocak 1990’da kaydedilen -46,4 derece ülke topraklarında görülen en düşük sıcaklık olmuştu. Elbette kış ayları hâlâ soğuk, buradaki asıl mesela kış aylarının giderek sıcaklaşması değil.
Son 10 yıldır İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere Karadeniz’den de gelen sel ve su baskını haberlerine öyle bir alıştık ki görmezden gelmeye başladık.
Günlük yağış rekorunun, yağmurlarıyla meşhur Karadeniz bölgesinde değil de ülkenin en sıcak şehri Antalya’da, 2018’de kayıtlara geçtiğini unuttuk. 2020’de İstanbul’da gerçekleşen ceviz büyüklüğündeki dolu yağışı, 2021’de Batı Karadeniz’deki selleri, her yağış mevsiminde boşaltılan köyleri de unutuyoruz.
Dairenin 12 eşit parçaya bölünmüş çevresi ayları ifade ederken kar tanesi ile gösterilen koyu yeşil alan (Winter) kış, açık yeşil alan (Summer) yani yaz, sağ alttaki filizli beyaz alan (Spring) ilkbahar, sol üst köşedeki yapraklı beyaz alan (Autumn) ise sonbahar mevsimlerini ifade ediyor. Mevsimlerin başlangıç tarihleri de grafik üzerinde yazıyor.
Aradan geçen 59 yılda kış mevsimi 3 gün kısalırken sonbahar 5, ilkbahar 7 gün kısalmış görünüyor. Tüm bu günler de yaz mevsimine eklenince, 2011’de büyük dedelerimizden 15 gün daha fazla güneşlendiğimizi görüyoruz.
2100 Ocak ayının üçüncü haftasında ilkbahar başlayacak bu grafiğe göre. Bugün yaşansa kıyamet alameti olarak görülecek şeyler, gelecek için imkansız görünmüyor ne yazık ki. Ancak yaşanan şeyin kıyametten bir farkı yok desek yeridir.
Mısır gibi yüksek sıcaklıkta bile verim alınabilen besinler haricindeki hassas bitkilerin kolay kolay üretilemeyeceği yıllar kapıda. Tarım deyince akla gıdalar gelse de geleceğin ikliminde yaşanması beklenen sorunlar hayatımızı pek çok açıdan etkileyecek.
Kuzey bölgelere yapılan göçler, çalışma saatlerini günün serin vakitlerine kaydırmak, yüksek sıcaklığa uyum sağlayacağımız mimari yapılar ve teknolojik imkanlarla yavaş yavaş gerçekleşen bu kıyamete adapte olabiliriz belki, ancak ciddi değişimleri kabul etmemiz gerekiyor.
Yukarıda iklim değişikliğinden nasibini almış bir pamuk tarlası var. Pamuk, günümüz tekstil dünyasının en büyük doğal kaynaklarının başında geliyor. Aslında artan karbondioksit seviyelerinin pamuk üretimini olumlu yönde etkilemesi bekleniyor, ancak asıl konumuz atmosferdeki karbondioksit miktarı değil.
Mevsim değişimleri, bu avantajın üzerinde bir etki yaratabilir. 2100 yılına kadar yaşanacak değişimler de ne yazık ki bize ekstrem hava koşullarını işaret ediyor.
ABD’li öncü giyim firması Champion’un Eco Future adını verdiği koleksiyondaki tüm ürünler, organik malzemeler, geri dönüştürülmüş tekstil ürünleri ve çevre dostu ambalajları kullanıldı.
Tamamı GOTS sertifikalı %100 organik pamuk olan Eco Future serisinin etiketleri bile geri dönüştürülmüş polyester kumaştan üretilmiş durumda.
Champion’un Eco Future adını verdiği koleksiyondaki ürünlerin tamamı cinsiyetten bağımsız ve siyah, lacivert, kirli beyaz ve pembe renklerinde.
Kaynaklar: Washington Post (1), Washington Post (2), Anadolu Ajansı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Cotton Research and Development Corporation (CRDC)
Yorumlar (0)