Seveni kadar sevmeyeni de olsa, Apple’ın iPhone’lar ile birlikte akıllı telefon sektöründe açtığı yolun önemini inkar edemeyiz. Özellikle tasarım noktasında, ilk günden itibaren sektöre bambaşka bir bakış açısı sunan Apple, elde ettiği başarının karşılığını görmeye devam ediyor.
2 MP’lik kamerası ve maksimum 16 GB depolama seçeneği ile karşımıza çıkan ilk iPhone, yerini aradan geçen 14 yılda 1 TB depolama ve 12+12+12 MP kameraya sahip iPhone’a bıraktı. Bu gelişim tabii ki yalnızca Apple’ın başarısı değil ve tüm akıllı telefon sektörü inanılmaz bir ivmeyle gelişmeye devam ediyor. Peki bu gelişim, iPhone’ları nasıl değiştirdi? Gelin birlikte 2007’den 2021’e karşımıza çıkmış tüm iPhone’ları inceleyelim.
Steve Jobs, ’’Apple telefonu yeniden icat ediyor’’ gibi iddialı bir sloganla ilk iPhone’u tanıttığında takvimler 9 Ocak 2007 tarihini gösteriyordu. Adeta tuğla gibi, tuşlu ve genellikle ’küçük’ ekranlı telefonların hüküm sürdüğü o dönemde 3,5 inçlik ’büyük’ ekranıyla ağızları açık bırakan iPhone, 320x480 çözünürlük sunuyordu ve 2 MP’lik bir kamerası vardı. Telefon, aynı senenin Haziran ayında satışa sunuldu.
Apple’ın ikinci iPhone’u olan iPhone 3G, ilk iPhone’dan bir sene sonra geldi. Bu takvim sonraki yıllar boyunca Apple’ın adeta geleneği oldu. Her iPhone, arada ufak tarih değişiklikleri olsa da diğerinden bir yıl sonra karşımıza geldi. Apple’ın iPhone 3G ile birlikte sunduğu en önemli yeniliklerden biri o dönemde rakiplerinin gerisinde kalan tek özelliği diyebileceğimiz 2G desteğini 3G’ye yükseltmek oldu. Ayrıca iPhone’lara uygulamalar indirebileceğimiz App Store isimli bir de mağaza da tanıtılmıştı.
2009 yılına geldiğimizde Apple, artık üçüncü iPhone’u olan iPhone 3GS ile yine tasarımda bir değişikliğe gitmektense bazı özellik geliştirmeleri sunmayı tercih etti. Bir önceki iPhone ile birebir aynı görünen bu yeni iPhone, App Store’un hayatımıza girmesi sonrası daha fazla alana duyduğumuz ihtiyacı giderdi ve depolama seçeneklerine 36 GB eklendi.
Ayrıca iPhone 3GS’in getirdiği bir diğer yenilik de kameranın 3 MP olarak güncelenmesi ve video kayıt özelliğinin eklenmesi oldu. iPhone 3GS, sesle kontrolün yer aldığu ilk iPhone’du. Ancak tabii ki o dönemde henüz Siri’den eser yoktu.
2010 yılına geldiğimizde, bu kez tasarım olarak büyük bir yeniliğe gidilmiş bir iPhone ile tanıştık. Köşeli tasarım çizgisi, retina ekranı ve ön kamerasıyla iPhone 4, Apple’ın yenilikçi tasarım anlayışının en güzel örneklerinden biriydi.
Aradan geçen bir yılın ardından Apple yeni iPhone’unu tanıttı. iPhone 4S, pek çok yönüyle iPhone 4’e benzese de kamerası artık 5 MP değil 8 MP’ydi. Ama onu iPhone 4’ten ayıran en büyük fark, sesli asistan Siri’yi hayatımıza dahil etmiş olmasıydı.
Ayrıca Apple, iPhone 4S ile birlikte o tarihe kadar 1 milyon seviyesinde ilerleyen ilk haftada satış sayısını 4 milyona çıkararak kendi rekorunu kırmış, iPhone’lar çok daha geniş kitlelere yayılmaya başlamıştı.
Buraya kadar bahsettiğimiz tüm iPhone modelleri 3,5 inçlik ekranıyla karşımıza çıkmıştı. Apple’ın daha büyük ekran konusunda attığı ilk adım, iPhone 5 ile gerçekleşti. iPhone 5, 4 inçlik ekranıyla geldi. Ayrıca bu yeni iPhone, çok daha hızlı internet bağlantısı anlamına gelen LTE desteğine sahip ilk iPhone’du. Tasarım da yine değişmiş ve ekranla birlikte telefonun boyutu da biraz daha büyümüştü.
Apple 5 sene boyunca bir iPhone ile karşımıza çıkmıştı. Ancak 2013 yılına gelindiğinde bir ilk yaşandı. Apple iki iPhone modelini birden tanıttı. İlk kez bol renk çeşidi ile karşımıza çıkan iPhone 5C ve Touch ID’yi hayatımıza sokan iPhone 5S, 10 Eylül’de birlikte tanıtıldı. iPhone 5C, plastik arka yüzeyi ve rengarenk seçenekleriyle ’uygun fiyatlı bir alternatif’ olarak gelirken iPhone 5S ise ağır çekim video ve yeni M7 hareket işlemcisi ile önceki modelin özelliklerini geride bırakıyordu. Her iki telefon birlikte ilk hafta 9 milyon sattı.
Apple, iPhone 6 ve 6 Plus ile tasarımda yeniden değişikliğe gitti. Boyutu da ekranı da giderek büyüten Apple, iPhone 6 ile epey eleştiri toplamıştı. Ancak yıllar içerisinde büyük ekranlı ’devasa’ telefonlar hayatımızın bir parçası haline geldi.
iPhone 6 ve 6 Plus, 4,7 ve 5,5 inçlik ekranlarıyla büyük bir değişim yaşarken, telefonlar boyutları haricinde neredeyse aynı özelliklere sahipti. Ayrıca iPhone 6 ile birlikte retina ekran HD oldu. Ancak iPhone 6 serisi yalnızca büyük boyutuyla eleştirilmedi. Telefonlarda yaşanan ’yamulma, bükülme’ problemleri, o dönemde Apple’ın başını epey ağrıttı.
iPhone 6’da yaşadığı talihsizliklerden sonra Apple, adeta ’daha iyisini valla yapabilirdik’ dercesine iPhone 6 ailesine iki yeni üye daha ekledi. Yaşanan bükülme sorununu çözmek için telefonları 7000 serisi alüminyum ile geliştiren Apple, 8 MP’lik kamerayı 12 MP olarak güncelledi. Kamera geliştirmesinin yanında telefonun işlemcisi de güçlenerek 1 GB’dan 2 GB’a çıktı. Apple iPhone 6S ve 6S Plus ile 3D Touch özelliğini de kullanıma sunmuş oldu.
Apple 2017 yılının başlarında ilk kez bir ’ara model’ çıkarttı. Tasarımına dönüp baktığımızda iPhone 5 serisinin izlerini taşıyan ama bir yandan da iPhone 6 ailesine ait gibi görünen bu model iPhone SE oldu. Yine uygun fiyatlı bir alternatif olarak tanıtılan iPhone SE, 3D Touch gibi bazı özelliklerin olmadığı ama temelde iPhone 6 ailesinin özelliklerini taşıyan bir modeldi.
Apple iPhone 7 ve 7 Plus ile birlikte tasarım anlamında çok büyük değişikliklere gitmemiş olsa da bazı yeni özellikler sundu. Bunlardan ilki kullanıcıları pek de memnun etmeyen kulaklık girişinin olmayışı özelliğiydi. Bu durum uzunca süre tartışıldı. Ancak Apple o dönemlerde halâ cömertti ve kulaklık girişini çevirecek aparatı kutudan çıkartıyordu.
7 ve 7 Plus ile karşımıza çıkan bir diğer yenilik, ilk kez bir iPhone’da çift ana kamera görmemiz oldu. iPhone 7’nin 12 MP’lik tek kamerasının yanında iPhone 7 Plus, 12+12 MP kamera kurulumu ile gelmişti. Telefonlarda kamera çılgınlığının ivme kazanması da rakiplerin bu adımları ile başlamış oldu.
Apple’ın 2017 yılında karşımıza çıkardığı iki model, iPhone 8 ve 8 Plus oldu. Bu iki modelle birlikte hayatımıza kablosuz şarjı sokan Apple, bunu yapabilmek için alüminyumdan vazgeçip arkada cam kullanmaya başladı.
iPhone 8 ailesinin en çok öne çıktığı konu ise kamera oldu. Gerçi o dönemde artık tüm akıllı telefon üreticileri için kamera neredeyse ’her şey’ demek olmuştu ve Apple da bu akıma uyum sağlamıştı. Apple, iPhone 8 ailesi ile yapay zeka destekli kamera özelliklerini güçlendirdi ve reklamlarının temel malzemesi olan portre modunu kullanıma sundu.
Apple, iPhone 8 ve 8 Plus ile birlikte 10. yıl özel modeli olarak iPhone X’i tanıttı. Tasarım olarak yıllardır karşılaşmadığımız türden yenilikler sunan iPhone X ile birlikte Apple, çentikli ekrana geçiş yaptı. Ayrıca 10 yıldır her Apple telefonunda bulunan orta tuş, artık yoktu. iPhone X ile hayatımıza giren en önemli yeniliklerden biri ise Face ID oldu.
Takvimler 2018’i gösterdiğinde Apple iPhone 9’u atlayarak iPhone Xs ve Xs Max modelleri ile karşımıza çıktı. Her iki model de daha güçlü birer iPhone X gibiyken bu iki modelle birlikte tanıtılan iPhone XR ise farklı renk seçeneklerine sahip ve yine ’daha uygun fiyatlı bir alternatif’ olarak tanıtıldı.
Portre moduna sahip selfieler, daha geniş ekran ve A12 biyonik çip ile bolca konuşulan seri, genel olarak performansın öne çıktığı modeller olarak karşımıza çıktı.
2019 yılı Apple’ın arkadaki kamera sayısını üçe çıkardığı yıl oldu. iPhone 11 arkada 2 ana kamera ile gelirken iPhone 11 Pro ve Pro Max üç adet 12 MP HDR kamera ile geldi. iPhone 11 lila, sarı, kırmızı gibi renk seçeneklerine sahipken Pro ve Pro Max modelleri daha ’standart’ renkler ile gelmişti. Apple ayrıca 11 Pro ve Pro Max ile Süper Retina XDR ekrana geçiş yaparak şimdiye kadarki en başarılı ekran performansını sergilemişti.
Apple’ın gittikçe büyüyen ekranlarından ve görece ’kaba’ hale gelmeye başlayan tasarımlarından memnun olmayan müşterileri için sunduğu iPhone SE, 2020 yılında yeni bir ara model olarak yeniden karşımıza çıktı.
Ekran tasarımı ve kamera konusunda geçmişe yolculuk eden iPhone SE, aynı zamanda daha uygun fiyatlı olduğu için her şeye rağmen ilgi gördü.
Apple, geçtiğimiz sene pandemi sebebiyle biraz gecikme olmuş olsa da en kalabalık iPhone ailesi ile karşımıza çıktı. Yeni iPhone 12 ailesi tasarım olarak büyük değişiklikler getirmese de iki modele dahil olan LİDAR sensörü, 5G destekli ilk iPhone ailesi olma özelliği gibi detaylar, serinin adından bolca söz ettirmesine yetti.
Apple, bu sene beğenimize sunduğu son iPhone ailesini yine dört ayrı üye olarak tanıttı. Bu aile ile gelen en büyük yenilik ise 1 TB depolama alanı seçeneği oldu. Ancak bu özellik tüm modellerde mevcut değil. Ayrıca yıllardır ne zaman geleceği merakla beklenen ve genel olarak ’rakiplerinden geride’ kalmış olduğu bir nokta olarak görülen 120 Hz yenileme hızı da iPhone’a nihayet geldi. Ancak 120 Hz yenileme hızı da tüm iPhone 13 ailesi için kullanılabilir durumda değil.
Bunların yanında Apple, iPhone 13 ailesinde de her sene olduğu gibi en büyük iddiasını A15 bionic yonga seti üzerine konumlandırdı. Böylece iPhone’lar yarıştıkları rakiplerine kıyasla yüzde 50 daha hızlı oldu.
iPhone 13 ailesinin tüm özelliklerine ve fiyatlarına göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Yorumlar (0)