Bir ülkenin başkentinin olmaması kulağa oldukça tuhaf geliyor değil mi?
Gelin, İsviçre’nin neden resmî bir başkentinin olmadığına bakalım.
Örneğin Türkiye’nin başkenti Ankara, Almanya’nın Berlin, Çin’in başkenti ise Pekin’dir. Ancak söz konusu İsviçre olduğunda, onların anayasalarında böyle bir bilgiyle karşılaşılmaz.
İsviçre’nin ne 1848’deki orijinal anayasası ne de sonraki revizyonları, garip bir şekilde herhangi bir şehri başkent olarak tanımamıştır. Bunun sebebi ise Avrupa’daki bu ülkenin, diğer ülkeler gibi tek bir merkezden yönetilen bir yapı kurmaktan kaçınmış olmasıdır.
Ancak Bern, İsviçre’nin kanunen değil fiilen başkenti kabul edilir. Bern, İsviçre’deki federal hükûmetin bazı binalarına ev sahipliği yapar ve bu sebeple halk arasında başkent olarak bilinir.
Fakat esasen İsviçre hükûmetinin tüm organları, Bern’de toplanmamıştır. Örneğin Yüksek Mahkeme Fransızca konuşulan Lozan’da yer alırken İsviçre Federal Ceza Mahkemesi, İtalyanca konuşulan Bellinzona’dadır.
Öte yandan geçmişte İsviçre’nin farklı bölgeleri, kantoranlar ismi verilen yarı bağımsız devletler tarafından yönetilirdi. Kantonlar bağımsızlıklarını koruyarak birleşme kararı aldıklarında ise merkezi bir başkent yerine güçler dengesini korumayı tercih etti.
Böylece hiçbir şehir ya da kanton, diğerlerinden daha fazla öne çıkmadı. Yani başkent olmadı. Özetle tüm bu sebeplerden dolayı İsviçre’nin resmî bir başkenti yoktur. Bern şehri ise halk arasında kabul edilen başkent konumundadır. Ancak resmiyette bu bilgi geçerli değildir.
Yorumlar (0)