Dil, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biridir. Coğrafya ve kültürün tarih içinde değişimi, gelişimi ve etkileşimiyle zamanla farklı farklı diller ortaya çıkmıştır.
Bazı dillerin birbiriyle benzerlikleri olsa da elbette hepsi içinde birbirinden çok farklı kültürü, geleneği ve mirası barındırır. Sizce dillerin farklılıklarından birinin de konuşma hızları olması mümkün müdür?
Dillerin hızını hesaplamak adeta bir araba hızını hesaplamak gibi, değişen tek şey "yol" yerine "hece" koymak. Kafanızı daha fazla karıştırmadan şöyle açıklayalım:
Dil bilimciler, bir dilin ne kadar hızlı olduğunu hesaplamak için ilk önce sözcükleri hecelere bölerler. Daha sonra, bölünen bu hecelerin saniye başına kaç kere kullanıldığına bakarlar. Yani bir saniyede kullanılan hece sayısı o dilin hızını ortaya çıkarır.
Evet! Diller saniye başına düşen hece sayısına göre farklılık gösterir. Bazı dillerin saniyedeki hece sayıları diğerlerine göre daha fazladır, yani bu diller daha "hızlı"dır. Örneğin saniyede 9 hecenin üstüne çıkan İtalyanlar en hızlı dil konuşucularındandır.
Bu cevap yeni bir soruyu doğurur. Diğerlerine kıyasla "hızlı" sayılabilecek diller daha kısa sürede daha fazla bilgi iletebilir mi?
Daha basitçe anlatmak gerekirse, aynı konuyu bir İtalyan ve bir Türk anlatırsa birinin daha çabuk anlatması gibi bir durum söz konusu olabilir mi?
Hayır! Bu konu üzerinde çalışan araştırmacılar, her dil için bilgi iletimini dijital teknolojilerin iletim hızını ölçmek için kullanılan "bit" cinsinden hesapladı.
Çalışmanın bulgularına göre; yalnızca 643 heceye sahip Japonca hece başına 5 bit, 7 bin hece içeren İngilizce hece başına 7 bitin çok az üzerinde bir bilgi yoğunluğuna sahipti. Diğer yandan Türkçenin hece başına 5.5 bitlik bilgi taşıdığı ortaya çıktı.
Araştırmada yer alan dillerin hızı birbirinden çok farklıydı fakat saniyede aktarılan bilgi hemen hemen aynıydı. Sonuç olarak, dilin hızı ne olursa olsun tüm dillerin ortalama hızı saniyede 39.15 bitlik bir bilgi aktarımına sahip.
"Biyolojimizin, beyinlerimizin ne kadar bilgi algılayabileceği veya üretebileceği ile ilgili sınırları olabilir."
Sinirbilimci De Boer, Pellegrino’nun görüşüne katılmakla birlikte şunları ekliyor:
"Beynimizin sınırları olduğu doğru. Fakat bu sınırları konuşmayı dinlerken bilgiyi işleme hızıyla değil, düşünceleri bir araya getirme hızıyla sınırlanıyor."
Yorumlar (0)