Aslında zekâ kavramı çok boyutludur ve türlü açılardan tartışılmaya müsaittir. Özellikle bilim insanları, zekânın yanına farklı ölçütler koyar ve bu sorunun cevabına farklı yollardan ulaşmaya çalışır.
Peki, bilim dünyasının bu soruya vereceği cevap hangi yönde?
Kanada’da Western Ontario Üniversitesindeki psikolog J. Philippe Rushton, 100 yılı aşkındır psikologlar arasında zekâda cinsiyet farkı olmadığı noktasında fikir birliği olduğunu ifade etse de son araştırmalar, bu iddianın gerçekliğinin sorgulanmasına neden oldu.
Bahsi geçen bu çalışmalardan biri, erkeklerin kadınlardan daha büyük beyinlere sahip olduğunu ve vücut endeksine göre sınıflandırıldığında iki cinsiyet arasında 100 gramlık bir fark olduğunu ortaya çıkardı.
Psikolog Rushton, yine cinsiyet ve beyin büyüklüğü üzerine yaptığı bir başka çalışmasında da benzer sonuçlara ulaştı.
Bu analizin sonucunda her SAT sorusunu, g-faktörü ismi verilen yerleşik bir genel zekâ faktörüne göre değerlendiren Rushton; erkeklerin, kadınları ortalama 3,6 IQ puanı kadar geride bıraktığını keşfetti.
G faktörü de Rushton’a göre şu şekilde çalışır: “Size telefon numaramın son dört rakamını söylersem ve bunları bana tekrarlamanızı istersem, bu düşük g yüklü bir hafıza testi olur. Fakat sonrasında sizden bunları ters sırayla tekrarlamanızı istersem; bu, birdenbire çok daha fazla bilişsel işlem gerektirir.”
Araştırmacı ulaştığı bu sonucun, erkeklerin ortalama olarak kadınlardan daha fazla beyin dokusuna sahip olmasından kaynaklandığından şüphelenmekte.
Bu ankete katılan Amerikalıların %86’sı, erkeklerin ve kadınların eşit derecede zeki olduğunu düşünse de bir fark görenlerin %9’u kadınlara üstünlük verirken, erkeklerin daha zeki olduğunu düşünenlerin oranı ise %5’ti.
Aslında aynı bölgede 1940’larda yapılan bir kamuoyu araştırmasındaki sonuçlar epey farklıydı. Yıllar öncesinde Amerikalıların büyük bir kısmı, erkeklerin daha zeki olduğunu ileri sürmüştü ve yalnızca %36’sı konu zekâ olduğunda, kadın ve erkeklerin eşit olduğunu söylemişti.
Ancak görünen o ki zaman içinde, fikirler ve bir bakıma ön yargılar değişiklik gösterdi ve toplumun düşünceleri büyük ölçüde farklılaştı.
Öğrencilere derslerinin nasıl gittiğini soran ve bir eğilim fark eden Cooper, kadınların kendilerini diğer öğrencilerle kıyasladıklarında aptal olarak nitelendirdiğini gördü. Araştırmacı, aynı sınıfın erkek öğrencilerinin bir tanesinden bile kendisi hakkında böyle bir yaklaşım duymamıştı.
Buradan çıkan sonuç ise kadınların erkeklere göre, zekâlarını çok daha fazla hafife almaları oldu. Çünkü Cooper bu sınıf içinde genel not ortalaması 3,3 olan bir kız ve bir erkek öğrenciyi karşılaştırdığında erkek öğrenci, sınıfın %66’sından daha zeki olduğunu söylerken kız öğrenci, bu oranı %54 olarak belirtti.
Özetle; “Kadınlar mı daha zekidir, yoksa erkekler mi? sorusunun cevabı bir hayli tartışmalıdır ve bunun üzerine yapılan çalışmalar da çok yönlüdür. Bu sebeple net bir cevaba ulaşmak pek mümkün değil.
Yorumlar (0)