İnternet yayıncılığına talep arttıkça, dünyada birçok firma geleneksel yayın yöntemlerine değil internet yayıncılığına yatırım yapmaya başladı. Şu anda dünya üzerinde Netflix, Amazon, Hulu gibi birçok internet yayıncılığı platformu bulunuyor. Bu platformlardan en kalitelilerinden birisi de Disney Plus, ancak Disney Plus henüz ülkemizde kullanılabilir durumda değil.
Kendi animasyonları ve canlı aksiyon filmlerinden ve ayrıca Marvel, Pixar, National Geographic ve Star Wars gibi birçok şirket özelliğinden yararlanabilen Disney Plus, internet yayıncılığında diğer platformlardan öne çıkıyor. İlk çıktığında bünyesinde 500 film ve 7.500 bölüm dizi bulunduran Disney Plus, gün geçtikçe kütüphanesini genişletmeye devam ediyor. Biz de Disney Plus burada olsa da izlesek dediğimiz filmleri ve dizileri sizin için listeledik.
Jiro Dreams of Sushi ve Netflix dizisi Chef’s Table gibi yemek belgeselleriyle tanınan yönetmen David Gelb, muhtemelen ilk ünlü şef olan Wolfgang Puck’ın hayranlık uyandıran hikayesini anlatıyor. Donmuş pizzalarda, konserve çorbalarda ve havaalanı büfelerinde adı bulunan Wolfgang, açık mutfak, California füzyon mutfağı ve kültürel mutfak gibi birçok yeniliğe imza atmış bir isim.
Marvel Sinematik Evreni’nin on yıllık geçmişini tek paragrafa sığdırmak oldukça zor. Serinin tüm karakterleri ve olay örgüsünü bir araya getiren Avengers filmleri, Disney ve Marvel’ın devasa serileri için büyük mihenk taşları görevi görüyor. Avengers filmlerinin en kötü karakteri Thanos, tüm Sonsuzluk Taşlarını toplayıp elini şıklatıp anında tüm canlıların yarısını silip süpürdükten sonra, hayatta kalan kahramanlar, geri adım atmak zorunda kalıyor.
Serinin en son filmi olan Endgame, kendisinden önce var olan diğer filmlerden biraz farklı. Endgame, 20’den fazla farklı filmde yavaş yavaş anlatılan bir hikayenin son bölümü. Hayal edilemez bir ölçekte destansı bir film olan Endgame ile biten Avengers’ın tüm filmleri Disney Plus’ta izlenebilir durumda.
Tüm zamanların en büyük kültürel fenomenlerinden biri olan Star Wars, Jedi ve Sith tarafının birbiriyle olan sonsuz savaşını anlatıyor. Star Wars filmleri öylesine zengin ve derin bir kurgusal evren yarattı ki, bir kez düştüğünüzde bir daha bu evrenden çıkamayabilirsiniz. Orijinal üçlemesi, Star Wars hayranlarının Star Wars evreni ile tanıştığı ilk üçleme. Ayrıca Star Wars evreni, yaşamak isteyeceğiniz türden bir evren. Çünkü bu evrende en önemsiz kişiler bile büyük kahramanlar olabilir ve ne durum ne kadar kasvetli olursa olsun iyinin kötüyü yenebileceğine dair umut her zaman bulunabilir.
Star Wars’un ilk 6 filminden sonra çıkan Güç Uyanıyor üçlemesi, yeni nesli kendine bağlasa da eski Star Wars hayranlarının beklentilerini tam anlamıyla karşılayamadı. Yeniden canlanan seriyi başlatması ve herkesin bir önceki filmlerle ilgili anılarını yatıştırması gereken Güç Uyanıyor, izleyicileri yeni bir kahraman üçlüsüyle tanıştırdı: gizemli kökenleri bugün hala hararetle tartışılan bir çöpçü olan Rey, Stormtrooper’dan asi bir kahraman olan Finn ve evrenin en iyi pilotlarından biri olan Poe.
Yönetmen J.J. Abrams, eski filmlerden aşina olduğumuz Ölüm Yıldızı’nın benzeri Starkiller Base’i filme yerleştirerek eski hayranları da yakalamaya çalışmış. Ayrıca her Star Wars filmi gibi Güç Uyanıyor üçlemesi de izleyiciyi içine çeken ve onları yıldızlar arasında bir yolculuğa çıkaran, her türden tuhaf yaratıkla tanıştıran ve eski dostları ziyaret ettiren bir üçleme.
Karayip Korsanları, esas olarak asi Barbossa, son derece bağımsız Elizabeth Swann ve onun mülayim ama tatlı Will Turner ile yolları kesiştiği için Scallywag korsan Jack Sparrow’un maceralarını anlatıyor. Elbette Karayip Korsanları’nda işleri daha eğlenceli ve heyecanlı hale getirmek için lanetler, krakenler, girdaplar ve bol bol İngiliz emperyalizmi var.
Pixar, animasyon filmleri konusunda asla rakibi olmayan bir firma. Dolaplarımızın canavarlar evrenine açıldığını, okyanus altındaki balıkların gittiği okulları ve dünyayı temizlemeye çalışan mutsuz robotların hikayelerini izleyiciye oldukça güzel ve etkili bir şekilde anlatan Pixar, Oyuncak Hikayesi serisinde de tüm oyuncaklarımızın canlı olduğunu ve biz bakmadığımız zamanlarda odamızın içinde koşturduğu fikrini anlatıyor.
Genel olarak tüm Pixar filmleri gibi Oyuncak Hikayesi de yetişkinlerin inceleyip analiz yapabileceği felsefi ve ahlaki temellere sahip. Bütün bunlar olurken çocukları da parlak renkler ve hareketli karakterler ile eğlendiren Oyuncak Hikayesi üçlemesinin dördüncü filmi seriye çok da dahil edilmiyor.
The Mandalorian, Return of the Jedi ve The Force Awakens olayları arasında geçse de, bu heyecan verici bilimkurgu-macera serisi, Star Wars’a yük olan yoğun mitolojiyi ortadan kaldırarak izleyiciye basit bir hikaye anlatıyor. Bir ödül avcısı ve bebek Yoda’nın galaksideki yolculuklarını ve maceralarını anlatan bu mini dizi, görselleri, temposu ve dahiyane hikayesiyle kendini Star Wars hayranlarına sevdirmiş durumda.
1989’da başlayan ve günümüzde hala devam eden The Simpsons, başlangıcından bu yana popüler kültürün önemli bir unsuru haline geldi. Yaratıcı Matt Groening ve animatörleri, Simpsons’ı ve Springfield kasabasını, Amerikan aileleri, kurumları ve değerleri hakkında sonsuz esnek renkli karakterler ve keskin alaylar kaynağı olarak tasarladılar. Eleştirmenler The Simpsons’ın animasyonlarını ustaca, senaryolarını ise bitmek bilmeyen bir yaratıcılık olarak nitelendiriyorlar.
Tom Hiddleston’ın Thor’un üvey kardeşi ve kendi kendini "yaramazlık tanrısı" ilan eden Loki rolündeki performansı, Marvel Sinematik Evreni’nde her zaman hoş karşılandı. Altı bölümlük mini dizi Loki ise, Loki’nin alternatif bir versiyonunu anlatıyor. İzleyiciye sunduğu tarzı Doctor Who ya da Douglas Adams kitaplarına benzeyen Loki, zaman çizgisindeki kesintileri durdurmaya yardımcı olmak için bürokratik bir kurum olan Time Variance Authority ile birlikte çalışıyor.
Orijinal Sevimli Canavarlar’dan yirmi yıl sonra, John Goodman ve Billy Crystal, eski kimyalarına dayanan ve şimdi çocukların çığlıklarından ziyade çocukların kahkahalarıyla desteklenen bir Canavarlar Şehri inşa eden bu sağlam animasyon dizisinde Sulley ve Mike olarak geri dönüyor. Bu, Monsters, Inc.’e sınıfının en korkunç adamı olarak gelen ancak etkili bir "şakacı" olmak için gereken komedi becerilerinden yoksun olan Tylor Tuskmon (Ben Feldman) için korkunç bir haber. Tylor, komedi şovları üzerinde çalışırken MIFT (Canavarlar Şirketi Tesis Ekibi) ile az bakım gerektiren bir işe transfer edilmesini anlatan bu dizi, nostalji isteyen yetişkinler ve eğlenmek isteyen çocuklar için birebir.
Marvel Sinematik Evrenine yönelik bir eleştiri, kesişen karakterlerinin ve olay örgülerinin doğal bir sonucu olarak tüm filmlerin temelde aynı görünmesi ve hissettirmesidir. Iron Man ya da Kaptan Amerika kadar bilinmeyen iki Marvel karakteri Wanda Maximoff ve Vision’ın 60’lar tarzında bir sitcomda izlediğimiz WandaVision, aslında her şeyin göründüğü gibi olmadığı mesajını izleyiciye veriyor.
Yorumlar (0)