Ağaçlarda uyuyan hayvanları görmeye alışığız. Koalalar, tembel hayvanlar, pandalar, maymunlar… Ancak bu hayvanların hepsi, bir şekilde ağaçlara tutunuyor.
Peki ya kuşlara ne demeli? Dallara sarılacak kaslı kolları bile yokken nasıl oluyor da incecik ağaç dallarında bile uyumayı başarabiliyorlar?
Otobüste ayaktayken uyuduğunuz zamanları düşünün. Kaslarınız gevşer, dengede durmanız zorlaşır… Aslında kuşlarda da aynı durum geçerli. Bir dalın üstünde ayakta dururken uyumak hiç kolay olmamalı. Ancak onlar, bizim yapamadığımız bir şeyi yapıyor.
Bir kuş dala konduğunda; hafifçe çömeliyor, pençeleri otomatik bir şekilde bükülüyor ve dala sıkıca tutunuyor. Bu kitleme mekanizması, dizinin ve ayak bileğinin bükülmesiyle tendonları esnetiyor ve dolayısıyla kuşun öndeki üç, arkadaki bir parmağı bükülüyor.
Başka hayvanlarda da görebileceğimiz bu mekanizma, tendonu kaplayan dokunun pürüzlü yüzeye sahip olması nedeniyle tendon ve kılıf arasında sürtünme oluşturarak bacağın kilitlenmesini sağlıyor.
Papağanların baş aşağı sarkabilmesinin de sebebi bu otomatik tüneme mekanizması. Üstelik yalnızca böyle durumlarda kullanılmıyor. Tırmanmalarına, yüzmelerine ve asılı kalmalarına da yardımcı oluyor.
Hatta yırtıcı kuşlar, bu özellikleri sayesinde beslenmek için güvenli bir yere uçarken yine aynı mekanizmanın yardımıyla avlarını sıkıca tutabiliyor. Kısacası kuşların bu nitelikleri, sahip oldukları en önemli özelliklerden.
Yorumlar (0)