Nahrimed Haber

Neden Şakkadanak Para Basıp Daha Kolay Zenginleşmiyoruz?

Yaşam - 3 yıl önce 0 Yorum
Yaşam Neden Şakkadanak Para Basıp Daha Kolay Zenginleşmiyoruz?
Çocukken hepimizin aklından geçen, yetişkin bir insan olduğumuzda bile zaman zaman aklımızı kurcalayan bir soru var; Neden para basma yetkimiz varken daha çok para basıp daha refah bir ülke haline gelmiyoruz?

Ülkemizde para basma yetkisi Merkez Bankası’na aittir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Türk Lirası basma yetkisini elinde bulundumakla birlikte; devlet adına para ihraç edebilen, faiz de dahil olmak üzere para politikasına yön veren ve yasalara göre BAĞIMSIZ bir kurumdur.

TCMB’nin tarihine kısaca bakacak olursak; Osmanlı Devleti’nin para politikası İngiliz sermayesi ile kurulan Osmanlı Bankası’na emanetti. Cumhuriyet’in kuruluşu ile Osmanlı Bankası’nın millileştirilmesi gündeme geldi fakat dönemin maddi şartları ile bu mümkün olmayınca; ilk önce Osmanlı Bankası’nın yetkilerini Türkiye İş Bankası’na devretme fikri ortaya atıldı. Fakat bağımsız bir kurum olmayan Türkiye İş Bankası’na yetki devri fikrinden vazgeçilmiş ve tamamen bağımsız bir şekilde TCMB kurulmuştur. Günümüze kadar yaşanan çeşitli gelişmeler ile bazı yetkileri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’na devredilmiş olsa da TCMB bugün halen ülkemizdeki para konusunda en yetkili kurumdur.

Merkez Bankası neden daha çok para basmıyor?

Para

Dolar’ın 10 liraya dayandığı ve alım gücümüzün günden güne eridiği bugünlerde hepimizin aklına zaman zaman "Merkez Bankası günde 1 birim para yerine 2 birim para bassa ve bununla birlikte de cebimize bir para yerine iki para girse; istediğimiz ürünleri daha kolay alabilsek" dediğimiz illaki olmuştur.

Çocukluğumuzdan beri aklımızı gıdıklayan bu olay maalesef pek mümkün değil. Öncelikle Merkez Bankası’nın bastığı her para (emisyon) için karşılığında bir şey göstermesi gerekiyor. Dünya genelinde de bu karşılık altın ile temsil edilir. Örneğin bugün Merkez Bankası 20 lira basıyorsa, 20 lira karşılığında altın rezervi göstermelidir. Yani ne kadar ekmek, o kadar köfte. Öyle 20 liralık altın karşılığında 200 lira basayım, halkım da refah içinde yaşasın diye bir şey yok, maalesef.

Olur da Merkez Bankası gereğinden fazla yani karşılıksız para basarsa ne olur?

Almanya Hiperenflasyon Dönemi

Bugün 20 lira değerinde bir altın rezervimiz varken 200 liralık para basarsak, yapmış olacağımız tek şey hiperenflasyon yaratmaktır. Yani 1 lira olan ekmeğin fiyatının 10 lira olması gibi. Tarihte bu hatayı yapan devletler de oldu. En ünlü örnek ise Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılan Almanya’nın savaş borçlarını karşılıksız para basarak ödemeye çalışmasıdır.

1923 yılında Almanya’da yaşanan bu olay sonucunda sadece günlük enflasyon %23 seviyelerini buldu. Yani o dönem Almanya’da yaşayan bir insanın cebindeki para her gün %23 değer kaybediyordu, başka bir deyişle tüm ürünlere her gün %23 zam geliyordu. Almanya’da bu dönemde enflasyon %29500’ü görmüştür. Ocak ayında 250 Mark’a satılan bir ekmek, yıl sonunda 200 milyon Mark’a satılmıştı. Olur da ülkemizde bir gün Merkez Bankası gereğinden fazla para basarsa aynı olay bizim ülkemizde de gerçekleşecektir.

Peki Türk Lirası nasıl daha kıymetli bir para birimine dönüşür?

Yapısal Reformlar

Bazı ekonomi yazarları televizyon programlarında TCMB’nin dolar alıp satarak ekonomimizi yükselteceğini anlatsa da bu denenmiş ve günübirlik hamleler ekonomimize daha çok zarar veriyor. Artık anladığınız üzere daha çok para basa basabilmemiz için, daha çok üretim sağlamamız lazım. Ayrıca daha çok para basmak kalıcı çözüm de sunmuyor. Mühim olan çok para ile çok ürün almak değil, az para ile çok ürün alabilmektir. Bu da güçlü ve düzenli bir ekonomi ile mümkün. Yani kısaca ihracat oranımızı artırıp, ithalat oranımızı minimum seviyeye indirmemiz lazım. Ekonomide bu tip kalıcı çözümlere kısaca yapısal reform adı verilmektedir. Güven veren bir yargı, diğer devletlerle iyi ilişkiler, tam uygulanan bir demokrasi, beyin göçü veren değil alan bir ülke ise yapısal reformanların olmazsa olmazlarıdır.


Yorumlar (0)

Yorum Yap