Türkiye’de Cumhuriyet’ten beri süregelen bu uygulama, dünya tarihinde çok daha eskiye dayanıyor.
13. yüzyıl kadar eski…
İlk olarak 1222’de İngiltere’de Canterbury Başpiskoposu tarafından öğrencilerin "cappa clausa" adı verilen cübbe benzeri giysiler giymesi emredildiği için eğitimde standart kıyafet uygulaması başlamış oldu. Ancak modern anlamda okul üniformalarının kökleri 16. yüzyılda Christ’s Hospital yatılı okuluna kadar uzanıyor.
Burada yoksul çocukların din adamlarına özgü cüppeleri andıran mavi pelerinler giymesi, okul üniformalarının ilk örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Özellikle İngiltere’deki üst sınıf okullarıyla özdeşleşen bu uygulama, prestijli okullarda belirgin kuralların uygulanmasıyla devam etti. Amerika’da ise okul üniformaları başlangıçta daha çok özel ve kilise okullarıyla sınırlıyken 1980’lerin sonlarına doğru kamu okullarında da benimsenmeye başlandı.
1987’de Maryland ve Washington, DC’deki bazı devlet okulları, gönüllülük esasına dayalı üniforma programları başlatmıştı. Bu programlar, öğrenciler arasında disiplin ve eşitlik sağlamayı amaçlıyordu. Baltimore’daki Cherry Hill İlkokulu, üniforma uygulamasını en çok benimseyen okul oldu ve hemen ardından New York gibi büyük şehirlerde de benzer uygulamalar hız kazandı.
Türkiye’de ise ilk üniforma uygulamaları, Cumhuriyet’in ilanından sonra modern eğitim sistemine geçişle başladı. 1920’li yıllarda laik ve milli bir eğitim sisteminin benimsenmesiyle okullarda, öğrencilerin belirli bir kıyafet giymesi zorunlu hâle geldi. Bu dönemde üniformalar, modernleşmenin ve Batılı eğitim anlayışının bir sembolü olarak görülüyordu.
1980’ler ve 1990’larda Türkiye’de tüm okullarda tek tip kıyafet uygulaması zorunlu hâle geldi. Bu uygulama, öğrenciler arasında ekonomik farklılıkların görünürlüğünü azaltmayı ve disiplinli bir okul ortamını teşvik etmeyi amaçlıyordu.
2010’larda serbest kıyafet uygulamasına geçilse de bazı okullar üniforma kullanmaya devam etti. Günümüzde ise devlet okullarının çoğunda serbest kıyafet uygulaması sürüyor.
Yorumlar (0)