Bu kadar basit olan bir oyun olmasına karşın bizleri adeta hipnotize olmuşçasına kendine bağlayan Tetris’in aslında çok ilgi çekici bir ortaya çıkış hikayesi var.
Tetris, Sovyet hükümetine bağlı olan Sovyet Bilimler Akademisi’nde çalışan Aleksey Pajitnov isimli bir bilgisayar mühendisi tarafından 1984 yılında geliştirilmiştir.
Bulmacalara çok düşkün olan Pajitnov, yapıp yapamayacağını görmek için sırf eğlence olsun diye Tetris’i geliştirdi.
Tetris’in geliştirilmesindeki ilham olan Pentomino, farklı geometrik şekillerdeki tahta blokların oyuncu tarafından bir kutuya yerleştirildiği bir bulmaca oyunu.
Tetris ismi, Latince “dört” anlamına gelen “tetra” kelimesi ile Pajitnov’un en sevdiği oyun olan “tenis” kelimesinin birleşimi ile ortaya çıktı.
Oyunu geliştirmeyi tamamlayan Pajitnov, Tetris’i öncelikle iş arkadaşlarına dağıttı. Oyuna resmen aşık olan iş arkadaşlarının ise Tetris’i disklere kopyalayarak yakın çevrelerine dağıtması ile birlikte Tetris, Moskova’nın dört bir yanına ulaşmaya başladı.
Pajitnov’un, Tetris’i Macaristan’daki bir meslektaşına göndermesi üzerine oyun Macaristan Teknoloji Enstitüsü yazılım sergisinde sergilenmeye başladı.
Oyunu bu sergide gören Robert Stein, Tetris’in lisansını alarak oyunu İngiltere ve Amerika’daki distribütörlere lisansladı ve oyun, bilgisayarlarda oynanmak üzere lisanslanarak satılmaya başlandı.
Yapılan lisans anlaşması, yalnızca bilgisayarları kapsamaktaydı fakat Stein, anlaşmalı olduğu distribütörlere konsollar ve diğer araçlar için gerekli hakların yakında alınacağına dair söz vermişti.
Bu sebeple distribütörler henüz gerekli haklar alınmamasına rağmen Atari ve SEGA gibi oyun şirketleri ile anlaşmalar yapmaya başlamıştı. Tabii bu sırada Japon oyun şirketlerinin de gözü Tetris’in üstündeydi.
Tetris’i Nintendo için lisanslamak isteyen bir yazılım şirketinin, Moskova’ya giderek yazılımı elinde tutan Sovyet hükümetine bağlı ELORG isimli şirketle görüşmesi Sovyetlerde büyük öfke uyandırdı.
ELROG’u ikna etmeyi başaran Henk Rogers, sonunda Tetris’i Nintendo’nun “Game Boy" isimli el oyun konsolları ve oyun salonlarındaki jetonlu oyun makineleri için lisanslamayı başardı.
Oyunun Nintendo için lisanslandığını duyan Atari, Tetris’in aynısı olan bir oyun çıkardı ve bu durumu sonrasında Nintendo lehine sonuçlanacak bir uzun bir dava süreci izledi.
Üzücü ama Pajitnov neredeyse 40 milyon $ tutarında bir kazancı kaçırmış oldu.
Pajitnov ile arkadaş olan Rogers, 1991 yılında Pajitnov’un Amerika’ya göç etmesine yardımcı oldu. Pajitnov önce kendi firmasını kurdu ve sonra Microsoft’a geçerek oyun geliştirmeye devam etti.
1996 yılında Rogers Moskova’ya giderek Tetris’in sahiplik haklarının onu geliştiren kişiye verilmesi için müzakerelerde bulundu. Müzakereler olumlu sonuçlanmış olacaktır ki şu anda Tetris’in hakları Rogers ve Pajitnov’a ait.
Uzun bir süre Tetris oynadıktan sonra, kişinin gözlerini kapatınca yukarıdan aşağıya süzülen bloklar görmesi durumuna da “Tetris etkisi” deniliyor.
1993 yılında kozmonot Aleksandr Serebrov ile birlikte uzayda 197 gün geçirmiş olan Game Boy, 1996 yılında bir Rus Uzay Tarihi müzayedesinde 1.220 $’a satılmıştır.
Kendisi çok sade ve basit bir oyun olsa da, Sovyetler’de başlayıp uzaya kadar uzanan geçmişi ile karmaşık ve ilgi çekici bir hikâyeye sahip olan Tetris, hem hikayesi hem de kendisi ile üzerimizde bir “Tetris etkisi” bırakmayı başarmış olan bir oyun diyebiliriz.
Yorumlar (0)