Bazılarımız bu soruya evet yanıtını verirken bazılarımız hayır diyebilir. Buna değineceğiniz ancak bir nokta daha var. "Diş beyazlatıcıları kullanmak ne kadar doğru?"
Gelin, açıklayalım.
Yiyecek, içecek veya sigara dumanı gibi ağzınıza ve dişlerinize gelen her türlü şey, mine tabakasının üstünde kademeli olarak başka bir tabaka oluşturur. Yani yabancı maddeler, mine tabakasının üzerinde bir film tabakası oluşturmak üzere birikir.
Sorun şu ki bu pellikül tabakası, dişlerinizin üzerinde yıllarca kalır ve yabancı maddeler zamanla mineye girer. Mine tabakası ise hidroksiapatit kristallerden oluşur.
Aslında mine tabakası basitçe gözeneklidir. Bu da leke yapan maddelerin, dişin içine doğru ilerleyebileceği ve onları kolayca temizleyemeyeceğiniz anlamına gelir.
Diş hekimlerinin uyguladığı tedavilerden, evde kullanılan beyazlatma yöntemlerine kadar hemen hemen tüm ticari ürünler, hidrojen peroksit içerir. Bu ürünlerin etkinliği ise üç şeye bağlıdır.
Dişlerinizde ne kadar süre kaldıklarına, ne kadar yoğun kullanıldıklarına ve dişlerinizde renk bozulmalarının kaynağına göre etkisi azalır veya artar. Konsantre bir ürünü eğer ki amacına göre kullanırsanız, muhtemelen bir beyazlatma etkisi görürsünüz.
Beyazlatma işlemini tekrarlamadığınızda dişleriniz, orjinal rengine dönmeye başlar. Ayrıca bu ürünler, uzun süreli kullanım için tasarlanmamıştır.
Küçük miktarlar çoğunlukla güvenlidir fakat dişlerinizi zamanla bir beyazlatıcı maddeye batırmak veya maruz bırakmak, diş etlerinize ve dişlerinize zarar verebilir.
Özetle diş beyazlatma için kullanılan ürünler, kullanıldıkları süre boyunca etki gösterseler de uzun vadede sağlıklı değildir. Bunun yerine dişleri düzenli fırçalamak ve ihtiyaç duyulduğunda diş ipi kullanmak çok daha sağlıklı olacaktır.
Yorumlar (0)