90’lı yıllarda, teknoloji dünyasının en başarılı şirketlerinden biri olan Apple’ın üzerinde sanki bir kara bulutlar geziyordu. Bu kadar başarılı bir şirket ne oldu da o yıllarda sanki biri büyü yapmış gibi arka arkaya başarısız ürünler çıkarttı? Gelin anlatalım.

Teknoloji dünyasına yön veren bir şirket olan Apple’ı başarılarıyla tanıyoruz.

Peki şirketin başarılarının arkasında pek bilinmeyen başarısız bir dönemi olduğunu söylesek?

90’lı yıllarda Apple, âdeta biri büyü yapmış gibi birbiri ardına başarısız ürünler çıkartarak iflasın eşiğine gelmişti!

Bu tatsız durumun en temel sebebi olarak1985 yılında Steve Jobs’un şirketten ayrılması gösteriliyor.

Yani Steve Jobs’un ayrılışı Apple’ın altın çağını sekteye uğratmıştı.

Bu tatsız ayrılıkla birlikte Apple’daki yenilikçi ruh kaybolmuştu ve şirketin liderliği kararsızlıklarla boğuşan bir döneme girmişti.

Başka bir deyişle Apple, âdeta yönünü kaybetmiş bir gemi gibi nereye gittiğini bilmez bir hâle gelmişti.

Yeni yönetim, teknoloji yerine pazarlamaya odaklanarak Apple’ın özünü göz ardı etti ve bu dönemde birçok başarısız ürün piyasaya sürüldü.

Apple 90’lı yıllarda piyasaya sürdüğü birçok ürünle tüketicileri hayal kırıklığına uğratmıştı.

Fikirlerin bazıları oldukça yenilikçiydi ve gelecekte Apple’ı Apple yapan ürünlerin temelini yaratmıştı.

Ancak gerek pazarlamada gerekse teknik açıdan birçok sorun barındırıyorlardı ve bu sebeple başarıya ulaşamadılar.

Örneğin, Newton zamanının ilerisinde bir fikir olmasına rağmen pahalı, hantal ve yazılımsal olarak hatalıydı.

Macintosh Performa serisi ise kullanıcı deneyimini göz ardı etmişti ve tüketiciler için karmaşıktı.

Performans açısındansa beklentilerin çok altındaydı.

Apple o dönemde gereksiz denecek derecede fazla ürün çıkartarak hem tüketicilerin hem de kendi bünyesinde çalışan ekiplerinin kafasını karıştırmıştı.

Tabii tüm bunlara ek olarak eş zamanlı olarak yükselen bir rekabete de maruz kalmak işleri daha da kötü etkilemişti.

Microsoft’un Windows 95 gibi kullanıcı dostu işletim sistemleri ve IBM’in uygun fiyatlı ve kullanışlı bilgisayarları Apple’ı daha da zor durumda bırakarak pazar payını hızla düşürdü.

Ek olarak tüketiciler daha açık ve esnek sistemler sunan rakipleri tercih etmeye yönelmişti.

Yani hem kötü performans sergileyen hem de “kapalı ekosistem” yaklaşımını benimseyen Apple oldukça zor bir durumda kalmıştı.

1997’deyse Steve Jobs’un Apple’a geri dönmesiyle her şey değişmeye başladı.

Jobs hızla geri dönerek tüm bu sorunları çözmek adına şirketi radikal bir şekilde yeniden yapılandırdı.

İlk olarak karmaşık ürün hattını sadeleştirdi ve iMac gibi modern ve şık ürünlere odaklandı.

Ek olarak yazılıma ağırlık vererek iTunes ve App Store gibi yenilikleri hayata geçirdi.

Bu adımlar sayesinde Apple 2000’li yıllara yeni bir başlangıç yaparak girdi ve âdeta küllerinden yeniden doğdu.

İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: