Dijitalleşen dünyada kitap okuma alışkanlığını geri kazanmak için binbir çaba sarf ediyoruz. Sıkılmamak için az sayfalı ama etkili kitapları elimizin altında tutmak, kitap tavsiyelerine kulak asmak ve bilinen kitapları okumak, alışkanlık hâline gelsin istiyoruz. Ama farklı bir dünya görmek istiyorsanız, favori yazarların az bilinen kitaplarına bir göz atmanızda fayda var.
Bu isteği karşılamak için size favori yazarların çok duyulmayan kitaplarını önerdiğimiz bir liste hazırladık.
’’Bu içerik 26.04.2025 tarihinde oluşturulmuştur, bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir.’’
Hayatı anlamlandıramayan ve hastalıkla boğuşan Risuke, II. Dünya Savaşı’nın kasveti altında, hayata arkadaşına yazdığı mektuplarla tutunmaya çalışır. Her cümlesiyle hem kendi kırgınlığını hem de savaşın yıktığı Japonya’nın umuda tutunan yüzünü anlatır. Dazai, bu romanında melankoliyi ve savaş sonrası hayata yeniden tutunma çabasını şiirsel bir dille işler.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Taksitler, takma dişler ve büyüyen göbeğiyle hayatın altında ezilen George Bowling, yaklaşan savaşın gölgesinde çocukluk köyüne kaçmak ister. Ama geçmişte bıraktığı o huzurlu dünya, hafızasındaki kadar masum kalmış mıdır, pek de öyle görünmüyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Tolstoy’un 1879’da yazıp sansür yüzünden Rusya’da yayımlayamadığı İtiraf, insanın kendi hayatını acımasız bir dürüstlükle masaya yatırmasının kitabı. Kendi hatalarını, eksiklerini, bocalamalarını saklamadan anlatması, Tolstoy’u sadece büyük bir yazar değil, fazlasıyla cesur bir insan da yapıyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Victor Hugo’nun gerçek bir hikâyeden esinlendiği Claude Gueux, adaletin ve toplumun kirli yüzüne ayna tutuyor. 19. yüzyıl Paris’inde yoksullukla boğuşan bir işçinin cezaevi sürecini ve idama giden yolunu anlatan Hugo, bu kısa ama tokat gibi eserde sadece bir suçu değil, bütün bir düzeni sorguluyor. Eğitimin ve özgürlüğün önemine sıkı sıkı tutunurken sadece idam cezasına değil, insanları bile isteye çürümeye bırakan sisteme de ateş ediyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Cornwall sahillerinde sakin günler geçiren Hercule Poirot’nun keyfi, genç ve şanssız Nick Buckley’nin başına gelen garip "kazaları" duyunca bozuluyor. Boşalan frenler, kopan tablolar, kayan kayalar derken iş iyice ciddiye biniyor. Poirot, bir dedektifin emekli olamayacağını bir kez daha anlıyor ve işe koyuluyor. Ancak bu işte basit bir kazadan çok daha fazlası var; kimin neyin peşinde olduğunu çözmek, klasik bir Poirot zekâsı istiyor!
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Oscar Wilde bu eserinde, kapitalist sistemin yarattığı yoksulluğa karşı gösterilen aşırı yardımseverliğin aslında sorunu çözmek yerine daha da derinleştirdiğini anlatıyor. İnsanlar iyi niyetle başkalarına destek olmaya çalışsa da, gerçek çözüm sistemin kökten değişmesinde yatıyor. Wilde’a göre, bireyin özgürleşmesi ve kendini gerçekleştirmesi, ancak sağlıklı bir toplum yapısıyla mümkün olabilir.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Paulo Coelho’nun “Yeniden doğuşumun hikâyesi” diye tanımladığı Hac, yazarın 1986’da Santiago Yolu’nda yaşadıklarını anlatıyor. Fransa’dan İspanya’ya uzanan bu tarihi rotada hem fiziksel hem de ruhsal sınırlarını zorlayan Coelho, hayatı, inancı ve insanın kendini bulma çabasını samimi bir dille aktarıyor. Simyacı’nın ruh ikizi gibi görülen bu kitap, Coelho’nun içten ve sorgulayıcı anlatımıyla klasik bir yol hikâyesinden çok daha fazlasını sunuyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Shakespeare’in daha az bilinen trajedilerinden Atinalı Timon, cömertliğiyle ün salmış bir adamın servetini tüketip, gerçek dostlarının kim olduğunu acı bir şekilde öğrenmesini anlatıyor. Başlarda ihtişam içinde yaşayan Timon, elinde avucunda ne varsa dağıtırken herkes çevresindedir; ama iş borç istemeye gelince koca Atina’da bir el uzatan çıkmaz. Shakespeare burada hem insan doğasına hem de çıkar ilişkilerine ince bir taş atıyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Jack London bu romanında, bir Amerikalı çocuğun rüyaları aracılığıyla tarih öncesine uzanıyor. Çocuk, alter egosu Kocadiş’in gözünden ilkel insan topluluklarının yaşamını deneyimliyor: Ağaçlardan inemeyenler, ilkel "Halk" ve ileri düzeyde Ateş İnsanları... Adem’den Önce evrim tartışmalarının alevlendiği bir dönemde atalarımızın acımasız dünyasını güçlü bir hayal gücüyle resmediyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Dostoyevski bu iki kısa eserinde, hem alaycı hem de düşündürücü bir dünya kuruyor. Timsahta, timsahın midesine düşen İvan Matyeviç’in “Acaba bu kadar da kötü değil mi?” diye kafa yorduğu absürt bir hikâyeyle karşılaşıyoruz.
Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Yorumlar (0)