Peki doğru yolda mıyız? Buz koyma uygulaması gerçekten acıyı azaltıp şişliği indiriyor mu? Yoksa farkında olmadan daha kötü olmasına mı sebep oluyoruz?
Gelin, tüm bu sorulara cevap verelim.
Bu yöntem oldukça eski olsa da oldukça ulaşılabilir. Aslında bu uygulama, tıbbi literatürde kriyoterapi olarak adlandırılıyor. Yani evde yapılan buz uygulaması da kriyoterapiye benziyor. Acıyı dindiriyor ve şişliği azaltıyor.
Olası bir darbe ve şişlik gibi durumlarda insan vücudu, o bölgeye fazlaca kan ve diğer bazı vücut sıvılarını gönderiyor. Ardından iltihaba ve ağrıya sebep olan inflamasyon süreci başlıyor.
Aslında şişen bölgeye buz uygulandığında dokular ile damarlar büzüşüyor, kan ve sıvı akışı azalıyor. Yaralanmadan sonra uygulanan bu soğutma işlemi, hücrelerin metabolik faaliyetlerini yavaşlatıyor ve düşük oksijen seviyelerine karşı dayanıklılığını artırıyor.
Böylece beyne iletilen ağrı sinyallerinin miktarı azalıyor. Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Buzun cilde doğrudan ve uzun süre temas etmesi, hissizleşen ciltte yüzeye yakın sinir hücrelerinin hasar alma ihtimalini artırıyor.
Bu ihtimali azaltmak için ise büyük bir buz parçasını direkt uygulamaktansa küçük parçalara ayrılmış buzları kullanmak çok daha sağlıklı oluyor. Ayrıca ağrıları, morlukları ve şişlikleri geçirmesi amacıyla uygulanan soğutma işlemi eğer olması gerekenden fazla uygulanırsa, vücut bu kez o bölgeyi ısıtmak amacıyla soğuyan bölgeye çok fazla kan göndermeye başlıyor.
Güncel araştırmalar ise kriyoterapinin ve evde buz uygulamasının, yaralanmanın ilk dakikalarında, yani ödem ve şişlik yeterince toplanmadan yapıldığında işe yaradığını gösteriyor. Ek olarak az da olsa bu uygulamaların şikâyetleri geçirmediğini ifade eden çalışmalar da mevcut. O halde karar sizin!
Yorumlar (0)