Çok değil, bundan 5 sene öncesine kadar trafikteki motosiklet, mobilet ve türevleri araçlar bu yoğunlukta değildi. Sonra pek çok faktör nedeniyle daha önce eşi benzeri görülmemiş şekilde önümüz, arkamız, sağımız, solumuz motosikletlerle doldu.
Nereye baksak o rahatsız edici motor sesini duyuyoruz artık. Kuralsızlık da diz boyu olunca yayalar olarak yollarda rahatça yürüyemez olduk. Peki bu durum nereye kadar böyle gidecek?
Otomobil almamız gereken fiyatlara anca motosiklet alabiliyoruz. Aslında bir otomobilin fiyatı şu anki motosiklet fiyatlarından bile daha ucuz olmalıydı. Kur farkı, yükselen enflasyon derken fiyatlar da aldı başını bitti ve trafikteki motosikletli sayısında ciddi bir artış yaşandı.
38 Avrupa ülkesi arasında kişi başına düşen araç sayısının en düşük olduğu ülkenin Türkiye olması da bu sorunu net bir şekilde gösteriyor. Üstelik bu araçların %51’i 10 yaş ve üzerinde. 20 yaş üstü araçların oranı %27. Yani kötü ekonomi nedeniyle yaşlı arabaları kullanmak zorunda kalıyoruz.
Haliyle motosikletlere olan talep arttı. Hatta bir dönem bu pahalılık nedeniyle insanların önemli bir kısmı, otomobilleriyle işe gitmekten vazgeçip toplu ulaşıma yöneldi; kimileriyse motosikleti tercih etti.
Kuryeler bir de siparişleri yetiştirme çabasında oldukları için oldukça hızlılar ve aradan kaçma çabasına girişiyorlar. Bu da tehlikeyi arttırıyor. Üstelik kask takan motosikletli sayısı da az, bu konuda yeterince denetim yapılmıyor.
Getir, Yemeksepeti, Trendyol, Hepsiburada, Migros vb. şirketler derken koca bir ülke kurye cehennemine dönüştü. Pandemiyle birlikte online siparişlerin artması da bunda etkili oldu. Pandemi bitmiş olmasına rağmen online sipariş bir alışkanlığa dönüştüğü için kurye sayısında bir azalma görülmedi.
Bu alana yönelenler zorlu şartlarda çalışmak zorunda kaldıklarını çünkü daha iyi bir seçenekleri olmadığını belirtiyor.
Oysa Hollanda’da Getir’e bu konuda sınırlandırma getirilmişti. Hollanda’daki yetkililer, "Filmle kapalı mağazalar, caddelerde trafik, umarsızca motosiklet kullanma ve bekleyen şoförlerin gürültüsü..." şeklindeki bir açıklamayla Getir’in bir yıl boyunca yeni depo açmasını engellemişti. Benzer bir kararın bizde de alınması gerekiyor ancak yetkililerin bu konuyu pek taktıkları söylenemez.
Zaten trafikte bisiklet yolları bile yok, sürücülerin ise bisikletlileri pek önemsediği söylenemez. Aslında bisiklet bir medeniyet göstergesidir, ayrıca çevreci olması bakımından da yararlıdır ancak bu kültürün bizde oturması uzun yıllar alacak gibi görünüyor.
Kimsenin de buna dur dediği yok.
Araçların yaşlı olması, motosikletlerin fazla olması, denetimlerin az olması derken bunların her biri aslında sağlığımızı ciddi anlamda etkiliyor. Kask takmayanların, kurallara uymayanların sayısının da artması demek bu; bunun sonucunda ise ölümlü trafik kazaları da günden güne artıyor.
Karbon salınımı gerek yaşlı arabalar gerek motosiklet artışı sebebiyle olağandışı bir seviyede yükseliyor. Hava kirliliğine sebep olan bu durum, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor.
Gecenin 1’inde egzoz patlatan motosikletlilere sövmeyenimiz yoktur herhalde.
Umarız ki bu sıra dışı duruma -pek umudumuz olmasa da- yetkililer bir an önce önlem alır, aksi takdirde gidişat hiç iyi değil!
Yorumlar (0)