Bu paylaşımları yapanlar gerçekten bu görsellere inanıyor da olabilirler fakat etkileşim kaygısı güttükleri ihtimali çok daha ağır basıyor. Çünkü sayfayı büyüttüklerinde on binlerce liraya satabiliyorlar veya bahis reklamları ne kadar çok görüntülenme alırsa o kadar çok kazanıyorlar.
Tuhaf olan ise bu tür paylaşımlara yüz binlerce insanın inanıyor olması. Tek bir tweet dahi 50 binden fazla beğeni alabiliyor. Özellikle aşağıdaki görseller birkaç yıldır sürekli dolaşımda olduğu için bunlara inananları uyarmak adına doğrularını aktarmak istedik.
Söz konusu dağın halk arasındaki ismi "Uyuyan Kadın Dağı" olsa da dağın tepeden görüntüsü gerçekte bu şekilde:
Vladimir Matic-Kurylev tarafından oluşturulan oyuncak:
E-ticaret sitesinde satılan bir oyuncaktan ibaret:
Yavru ornitorenkler gerçekte böyle görünüyor:
Bu ve benzeri oyuncakları Anna Yastrejembovskaya isminde bir sanatçı yapıp e-ticaret sitelerinde satıyor.
Bu görsel, Afet İnan’ın "Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Sanayi Planı 1933" adlı kitabında bulunuyor ve "ismi bilinmeyen bir mimar tarafından çizildiği" aktarılıyor. Projenin Mustafa Kemal Atatürk tarafından çizildiğine dair herhangi bir kanıt bulunmuyor.
İtalya Corniglia’dan bir fotoğraf kullanılarak oluşturulmuş.
İki farklı fotoğrafa ayrı ayrı rastlamak mümkün.
Meksika’daki işçiler tarafından bir iç mimarlık firması için oluşturulan bir tasarım.
Bir paylaşımlı ofisin duvarına işlenmiş.
Dijital sanatçı Brent Shavnore tarafından bir montaj yapılmış.
Fotoğrafın orijinali ise Tacettin Ulaş’a ait.
Eğer Ay bu açıya gelseydi fotoğrafta çok daha küçük görünürdü.
Kayalık ada temizlenerek tarıma elverişli hale getirilmiş ve komşu adada bulunanlar tarafından tarım alanlarının sınırını belirlemek için bu duvarlar inşa edilmiş.
Böylece ekinler kuvvetli rüzgarlara karşı korunmuş.
Inari, Japon mitolojisinde tilkilere binen bir tanrı. Görseldeki oyuncaklar ise Santaniel adında bir oyuncak dükkanı tarafından satılıyor.
"İki parçanın birbirine geçirilmesi için kullanılan aksam ya da yöntem" anlamına gelen zıvana, parçaların birbirinden ayrılması durumu, oluşturacağı asabiyetle ilişkilendirilerek "zıvanadan çıkmak" şeklinde dilimizde yer edinmiştir. Bu deyim söz konusu nesnelerin polisler tarafından kullanılmaya başlamasından çok önce de dilimizdeydi.
İki farklı zıvana:
"Aynasız" kelimesinin 1920’lerin başındaki edebî eserlerde de kullanıldığı görülüyor. "Çirkin, fena, hoş olmayan, zararlı" şeklinde tanımlanan kelimenin 1930’lu yıllardaki edebî eserlerde polisler için de kullanıldığı biliniyor. Renault 12, Türkiye’ye 1970’li yılların başında gelmeye başlamıştı.
Not: Araştırma yapmadan kopyala-yapıştırla bu gibi görselleri yayan hesapları takip etmemenizi, hatta sessize almanızı veya engellemenizi tavsiye ederiz. Bu içeriği oluştururken yararlandığımız çeşitli doğrulama platformlarını da takip edebilirsiniz: Malumatfuruş, Doğruluk Payı, Teyit
Yorumlar (0)